Türk milleti geçmiş tarihlerden bugüne kadar asırlardır, kurdukları devletlerinin hep yanında, yanı ba- şında yer almışlar.

O devletin var olması için, malını canını feda etmekten asla geri kalmamışlardır, her türlü fedakarlıktan kaçınmamış- lardır.

Bu, geçmişte böyle olmuş, bugün de böyle oldu, yarın da böyle olacak- tır.

Yakın tarihte, asrın felâketi olarak nitelendirilen, ülkemizin güneydoğu- sunda on ilimizde meydana gelen depremin taş üstünde taş bırakma- dığı, binlerce canımızı, canlarımızı o taş ve beton yığınları altından çıkarır- ken, göz yaşlarımızın dere olup ak- tığı, kalplerimizin yerlerinden fırlarcasına çıkacakmış gibi çarptığı bir durumla, çok acı içinde olanlarla acı çektiğimiz, üstten; “Kimse yok mu” diye kulakları patlatırcasına ba- ğıran, bir ses verin diyen, asil milleti- mizin kurtarıcı evlatları.

Alttan; “Ben buradayım kurta- rın beni, beni duyan var mı?” di- yenlerin boğuk seslerinin, yeri göğü inlettiği, anaların, babaların, evlâtla- rın, can derdine düştüğü sanki bir kıyameti beraber yaşıyor- duk.

Bu bir kıyamet sahnesiydi, yer ya- rılıp içindekileri dışarı fırlattığı ve her şeyin birbirine karıştığı, dağların yü- rütüldüğü insanoğlunun bize ne olu- yor dediği, adeta o kıyamet anlarını yaşıyorduk.

İşte bu depremi yaşadığımız bu günlerde, bu büyük felaketin bize, bizlere gösterdiği çok ama çok önemli meselelerde var.

Hani hep övünüyoruz, hani hep milletimizle gurur duyuyoruz, hani hep böyle günlerde yardım için kenet- leniyoruz, hani savaşta ve felaketlerde milletimiz canını ve malını dahi feda etmekten çekinmez diyoruz ya...

Bu asil ve necip milletimiz, el- bette bu vatan, bu bayrak, bu din için, namus ve şerefi için, insanlık için her şeyini feda eder.

Ancak bu milletin içinde, bu milletin içine sızmış, bizden bu milletten görünür gibi yapıp, öyleleri de var ki; onları nasıl anlatayım.

Hainlik onlarda, kahpelik on- larda, fırsatçılık onlarda, ahlâksızlık onlarda, hırsızlık onlarda, namussuz- luk onlarda, İslam düşmanlığı on- larda, velhasıl tüm şeytani ve şeytanlıklar onlarda.

Güneydoğumuzda meydana gelen asrın felaketinde, millet olarak, biz bu acıyı, bu hüznü tüm benliğimizde yaşarken, onlar; yine bildiklerini yap- maya devam ettiler.

Hep güldüler, hep film çevir- diler, hep iyi kötü demeden, haksızca, zalimce eleştirdiler.

Devlet yok dediler, devlet nerede dediler, yardım yok dediler.

Allahu Ekber diyenlerle, yardım eden, bazı İslami hassasiyetleri olan insanımıza, bunların burada ne işi var diyerek hakaret ettiler, onlarla alay ettiler.

Yapılan tüm yardımları, hiz- metleri, çalışmaları görmediler, görmemezlikten geldiler.

Varsın etsinler!

Varsın düşmanlıklarına devam et- sinler, varsın hainliklerine devam et- sinler.

Varsın her türlü şeytanlıklarını sergilesinler.

Biz asil ve inançlı Müslüman Türk milleti olarak, vatanımıza, bayrağımıza, inancımıza, inanç değerlerimize, insanımıza ve tüm insanlığa sahip çıkmaya, devam edeceğiz.