Siyaset, millete hizmet yarışıdır.
Ama ne yazık ki son günlerde yaşanan tartışmalar, bu anlayıştan oldukça uzak bir noktaya sürüklendi.
CHP’li Cüneyt Zorlu’nun iki ilçenin gelir artışını gündeme getirmesi, kamuoyunda gereksiz bir polemik yarattı.
Oysa mesele bu değil; mesele o ilçelere ne kazandırıldığıdır.
Şimdi sormak gerekiyor: Yarın öbür gün o ilçelere gidip nasıl siyaset yapacaksınız?
Ortahisar Belediyesi olarak siz de bütçenizi artırdınız.
Kimse çıkıp da, “neden artırdınız?” diye hesap sormadı.
Çünkü herkes biliyor ki, doğru yönetilen her artış, şehrin gelişimi içindir.
Sayıştay denetçisi misiniz ki belediyelerin hesaplarını bu kadar sorguluyorsunuz?
Unutmayın, siyaset hesap sormakla değil, çözüm üretmekle anlam kazanır.
Denetim yapmak Sayıştay’ın, katkı sunmak ise seçilmiş yöneticilerin görevidir.
Eğer her hizmeti sorgulayıp, her yatırımı kuşku ile karşılayacaksanız, o zaman vatandaş da size güvenmez.
Seçimden önce telefonlara çıkmayan, kimseyle temas kurmayan bir ismin bugün bu kadar hevesle eleştiri yapması da düşündürücü.
Göreve gelince “halkın adamı” olunmuyor; halkın yanında olmayı, halkı dinlemeyi sürekli kılmak gerekiyor.
Şunu açıkça söyleyelim: Madem büyükşehir belediyesini istiyorsunuz, madem iktidara gelme hedefiniz var…
O zaman siyaset diliniz hizmeti engelleyen değil, destekleyen bir dil olmalı.
Aksi halde iki yıl sonra sandığa gittiğinizde o iki ilçeden nasıl oy isteyeceksiniz?
Artık bu tarz yaklaşımları bir kenara bırakmanın vakti geldi.
İlçelere katkı sunuluyorsa, bundan sadece o ilçe değil, tüm şehir kazanır.
Hizmetin partisi, yatırımların ideolojisi olmaz.
Önemli olan, o hizmetin vatandaşa ulaşmasıdır.
Böyle yöneticilik olmaz!
Siyaset, “bizden değil” diyerek yapılan işlerin önünü kesmek değildir.
Tam tersine, kim yaparsa yapsın doğru işe destek vermektir.
Oysa yanınızda partiliniz Celal Akaç gibi sağduyulu bir isim var.
O, körü körüne eleştiri yapmıyor, katkısını da nezaketli biçimde sunuyor.
Çözüm odaklı konuşuyor, alternatif üretiyor.
Devletten gelen bir isim olarak, devlet adamlığının ne demek olduğunu gösteriyor.
Bugün siyaset arenasında en çok ihtiyaç duyduğumuz şey de bu: nezaket, olgunluk ve sağduyu.
Eğer gerçekten bir şeyleri öğrenmek istiyorsanız, onu örnek alın.
Çünkü siyaset sadece kürsüde konuşmak değildir; aynı zamanda saygı, denge ve vizyon işidir.
Vatandaş artık kavgadan, çekişmeden, “biz-onlar” ayrımından bıktı.
Herkesin beklentisi açık: Hizmet edenin yanında olun, engel çıkaranın değil.
Bugün Ortahisar’a aday olma hayaliniz olabilir...
Ama bu anlayışla o hayal, daha başlamadan biter. Halk kimin samimi olduğunu, kimin sadece görünmek için konuştuğunu iyi bilir.
Unutmayın, siyaset uzun bir maratondur.
Kısa mesafede hızla koşmak değil, istikrarlı ve güven veren bir çizgide yürümektir mesele.
Kırarak, küçümseyerek değil; uzlaşarak, dinleyerek yol almak gerekir.
Bu şehir, kavgadan değil; birlikten, dayanışmadan güç alır.
Kim katkı sunuyorsa, kim taş üstüne taş koyuyorsa, onun önünü açmak gerekir.
Çünkü şehrin kazandığı yerde, aslında herkes kazanır.