Hayatın her alanında kritik öneme sahip su kaynaklarının önemi, bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak her geçen gün artıyor. Bu kaynakların önemli kullanım alanlarından biri de “ağır su” üretimi olarak öne çıkıyor. Ağır su (D2O), normal suya kıyasla hidrojen atomu yerine döteryum içeren ve çeşitli bilimsel, tıbbi ve nükleer uygulamalarda kullanılan özel bir su türü olarak tanımlanıyor.

Tatlı sularda ve yeraltı sularında eser miktarda bulunan ağır su, kar, deniz ve göl sularında daha yoğun şekilde yer alıyor. Özellikle fotosentez ve solunum mekanizmalarının incelenmesinde izleyici madde olarak kullanılan ağır su, aynı zamanda insan ve hayvan metabolizmasının takibinde ve nükleer reaktörlerde önemli rol üstleniyor.

Depolanan kar kütleleri doğal kaynak niteliğinde

Ortadoğu Gerilimi Trabzon Turizmini Vurdu
Ortadoğu Gerilimi Trabzon Turizmini Vurdu
İçeriği Görüntüle

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatma Gültekin, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ağır suyun doğal kaynaklarından biri olan döteryumun kar ve yağmur sularında yer aldığını belirtti. Gültekin, “Özellikle birikmiş karlarda döteryum miktarı, taze kara göre daha fazladır. Ülkemizin coğrafi yapısı gereği, yılın belli dönemlerinde kar yağışı görülmekte ve bazı bölgelerde bu kar uzun süre depolanmış şekilde kalmaktadır. Bu birikmiş kar kütleleri ağır su için önemli doğal kaynaklardır” dedi.

Prof. Dr. Gültekin, yüksek bölgelerde depolanan karların güneş enerjisiyle eriyerek hem yüzey sularını beslediğini hem de yer altına süzülerek dağ yamaçlarında debisi yüksek kaynak sularını oluşturduğunu belirtti. Ancak bu kaynakların büyük bir bölümünün herhangi bir amaçla kullanılmadan yalnızca akarsuları beslediğine dikkat çekti.

Doğu Karadeniz’de ciddi potansiyele işaret

Doğu Karadeniz Dağları’nın yılın büyük bölümünü karla kaplı geçirdiğini ifade eden Gültekin, bölgedeki kaynak sularının çoğunun bu karlarla beslendiğini söyledi. Gültekin, “Topoğrafik koşullardan dolayı ulaşımı güç olan bu bölgelerde yapılacak detaylı çalışmalar, ağır su açısından önemli bir potansiyelin varlığını ortaya koyacaktır. Bu potansiyelin değerlendirilmesi, hem bölgesel hem de ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.