Bireyin ya da toplumun sahip olduğu bilgi, beceri, inanç, kültür, sanat vb. değerleri kendisinden sonra gelenlere aktarma ve bireyde davranış değiştirme süreci değerler eğitimidir. Çocuklar her ne kadar ailelerinin bir ürünü olsalar da okul ve sosyal çevre etkisinde şekillenirler.

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen 10 temel değer; adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik, yardımseverlik olarak öğretim programlarında yer alır.

Değerler eğitiminin ilk başladığı yer tabii ki ailedir. Fakat ebeveynler yeterli bilgi ve donanıma sahip olmayabilir. Öncelikle aile eğitiminin olması gerekir çünkü ilk onlar çocuklarıyla etkileşime geçmekte ve yaşamın ilk yıllarında çocukları ebeveynler şekillendirmektedir. Sonrasında da okulla birlikte eşgüdümlü olarak tutarlı bir şekilde değerler eğitimi verilmelidir. Okulun görevi çocuğa sadece bilgi aktarmak değildir. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunun ikinci maddesinde, eğitim sistemimizin amacı: Türk çocuklarına “Türk Milletinin milli manevi kültürel değerlerini aktarmak” ifadesi yer almaktadır. Yalnız günümüzde herkes çocuğun öğretimi ile ilgilenmektedir “Ne kadar matematik çözdü, ne kadar fen çözdü” gibi. Maalesef değer, davranış, ahlak, iyi insan olma noktasına çok önem verilmemektedir.

Değerler eğitimi akademik eğitimin dışında ve akademik başarıyla çok da ilgili değilmiş gibi düşünülmektedir. Ancak araştırmalar değerler eğitiminin ve karakter eğitiminin bugün özellikle dünyanın pek çok ülkesinde mesela yıkıcı davranışları önleme, suçu önleme, alkol ve madde kullanımını önleme, akran zorbalığını önleme gibi alanlarda bir müdahale yöntemi olarak kullanılmaktadır. En son yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre değerler eğitimi; şiddet eğilimini ve saldırgan davranışlarını azaltmakta, çocukların derse katılımlarını ve okula devamlarını artırmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerine göre dünyadaki her sekiz kişiden biri ruh sağlığı problemlerine sahiptir. Her yıl 700 bin kişi intihar nedeniyle hayatını kaybetmekte ve 15-24 yaş grubu çocukların da olduğu genç bireyler arasında 4. ölüm nedeni intihardır. Antidepresan kullanımı korkunç derecede artmış durumdadır. Her 1000 kişi için günlük hesaplanan antidepresan kullanım miktarı; İzlanda 153.4, Portekiz 131, Avustralya 122, Türkiye 48.9 yani Türkiye’de de yükselmektedir. Yıllara bağlı olarak incelediğimizde bu rakamlar sürekli olarak artmaktadır. TÜİK’in Türkiye’de suça sürüklenen çocuklar araştırmasında 2022 yılı verilerine göre çocuklara yönelik yaklaşık 500 binin üzerinde suç olayı vardır. Bu olaylarda çocukların bir kısmı fail bir kısmı da mağdurdur. Dünyanın neresine bakarsanız bakın hiç fark etmez insanlar geçmişe göre daha mutsuz, yalnız ve büyük bir arayış içerisindedirler.

Milli Eğitim Bakanlığı değerler eğitimi konusunu önemsemelidir. Ancak okullarımıza değerler eğitimi adı altında ne olduğu belirsiz birtakım grup, cemiyet, vakıflar girip çıkmaktadır. Bunu yapanların, izin verenlerin kesinlikle sorgulanması gerekmektedir. Ülkemizin 15 Temmuz’a, eğitim hayatımızın belli bir gruba ihale edilmesiyle geldiği unutulmamalıdır.

Değer ve ahlaktan uzak bilginin toplum için faydası yoktur. MEB öğretmenlerine güvenmek durumunda ve zorundadır. Öğretmenlerimiz değerler eğitimini verebilecek niyette, donanımda ve birikimdedir.