Kudüs yüce Allah tarafından, etrafıyla birlikte kutsal kılınan Mescid-i Aksa’nın bulunduğu kutlu şehirdir. İslamiyet,  Hıristiyanlık ve Yahudilik dinine mensup olan kişiler için ortak kutsal öneme sahip bir merkezdir. Çünkü  Peygamber ocağıdır. Hz. Davut, Hz. Süleyman, Hz. İsa, Hz. Zekeriyya, Hz. Yahya,  Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. İsmail, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Musa ve Hz. Muhammed (Sav)’i ağırlamış toprak parçasıdır. Dinler tarihi açısından büyük öneme sahip olan Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi, yeryüzünün en eski ikinci mescidi ve en mukaddes üçüncü haremidir.

Adı barış ve kutsiyet anlamına gelse de ne yazık ki adıyla ters orantılı bir hikâyenin kahramanıdır Kudüs. 14 Mayıs 1948’de sözde İsrail devletinin kurulması ile yıllardır süren çatışmalar tekrar başlamıştır. Tabi ki bu durum iki ordunun birbiriyle çatışması değil, ağır silahlarla donatılmış İsrail ordusuna Filistinlilerin mücadelesidir.

Sürekli bombalanan topraklar, evlerinden zorla çıkarılanlar, yıllardır mülteci konumunda yaşamak durumunda kalanlar, bir yerden bir yere gidebilmek için sürekli İsrail askerlerinin kontrolünden geçmek zorunda olan insanlar ve tabii ki bütün bu sıkıntıların içinde yaşamaya çalışan çocuklar… Filistin’de çocuklar her gün sistematik olarak travmaya maruz kalıyor. Bu baskılar elbette çocuklarda büyük acılara neden oluyor.

Çoğu fiziksel olarak hayatta kalmayı başarabilse de psikolojik olarak paramparça oluyor. Filistin’de yaşayan çocuklar için en büyük mutluluk belki de sabah uyandığında ana babasının yanında olmasıdır. Çünkü her an şehit olabilir ya da tutuklanıp cezaevine götürülebilirler. Aslında en acısı da 10-15 yaşlarındaki çocukları bile sürekli gözaltına alıp korkutmaya sindirmeye çalışan bir İsrail ordusu gerçeği.

Filistinli çocuklar dünyada askeri adalet sistemi ile yargılanan tek çocuklardır. Ebeveynlerini, kardeşlerini, akrabalarını, arkadaşlarını veya evlerini kaybeden çocuklarda Travma Sonrası Stres Bozukluğu gelişme ihtimali yüksek. Uyku problemleri, kâbuslar, yatak ıslatma, çaresizlik, yalnızlık, öfke, hissizlik, gelecek hakkında olumsuz düşünceler yaşayabiliyorlar.