Cumhuriyet aslında Türk'ün  hücrelerinde hep var kıldığı millet egemenliğinin 29 Ekim'de yeniden ihyasıdır.
Orhun Abidesi'nde halkına hesap veren Bilge Kağan millet egemenliğinin zamanına göre ilk adımını atmış, milletin sorumluluğunu üstlenmenin derin hislerini taşa vurdurmuştur.
Türkler Karahanlılar döneminden günümüze İslamiyet’in önermelerini içselleştirirken, danışmayı, fikir sormayı, ben bilirimden ziyade cemiyetin hissiyatını almayı ilke edinmiş bir millettir.
İsim olarak bilinmese de hayat şekli bakımından Türklere yabancı bir yönetim şekli değildi cumhuriyet. Selçuklu  ve Osmanlı'nın şaşalı dönemlerinde ahali hep önemsenmiş, halkın rızası  Hakk'ın rızası bilinmişti.
İşte Atatürk, geçmişin imbiğinden süzülüp gelen bir büyük karakter olduğu için Türk'e uygun yönetim şekleninin cumhuriyet olduğunu zihninde ülküleştirmiştir.
Zemini mümbit bulunca da milletin hayat biçimininin adını koymuştur. Bu isim cumhur(halk), iye(sahip), et(lar, ler) birleşimi olarak  cumhuriyet olmuştur.  Ufak bir ses düşmesi yaşanarak birleşip bu sihirli sözcük ortaya çıkmıştır. Fransızca république olarak bilinen sözcük Türk'ün iman iklimini oluşturan İslam'ın terminolojisine uygun olarak seçilmiştir.
İmansızlar, Atatürk'ü dini açıdan noksan görme hastalığında olduklarından cumhuriyet kavramı yerine republique'yi kullanmamış olmasını bile idrak edecek insani yönden yoksundurlar.
Türkiye Republiqe'sı yerine Türkiye Cumhuriyeti sıfatının neyi çağrıştırdığının bile ayırdında olamamışlardır.
 Türkiye'nin ilk partisine Cumhuriyet Halk Partisi denmesinin bile çözümlemesini yapmaktan aciz olanlara ne denebilir ki. Halk Allah'ın sıfatlarındandır. Cumhuriyet Halk Partisi'ne sabah akşam küfredenler hiç olmasa Halk sıfatı adına saygılı olabilirler.
Milliyetçi hasletlerle donanmış olsam da hiçbir bağnazlığın girdabında olmayı kendime yakıştırmam.
Çünkü Türk'ün bütün tarihi serüvenini az çok tetkik etmiş, hangi güzergahlardan geçtiğimizi görmüşümdür.
Türkiye'de iki tehlike hep vardır. Milliyetsiz dinci ve dinsiz milliyetsiz tehlike.. Bugün cumhuriyet üzerinde ameliyata kalkışanlar bu iki grubun bileşiminden mürekkeptir. Bunlardan biri; dini dincilik, diğeri dinsizliği din yapmış iki ucu el tutulmaz değenektirler.
İşte bunlara rağmen 29 Ekim Cuma günü Atatürk cumhuriyet dedi.