Dünya futbolundan bir Marek Hamsik geçti. O’nu 2010’lu yıllarda izlerken belki de çoğumuz ülkemize gelmesinin hayalini kurmuyorduk. Gerçek bir Napoli efsanesi ve artık Trabzonspor efsanesi…

Şampiyonluk kutlamalarından sonra Napoli’li taraftarlara onlar için en büyük üç Napoli efsanesini soruyorlar. Elbette herkes ilk sırada Maradona’yı söylüyor ve ardından Marek Hamsik’i. 

O Marek Hamsik… Napoli efsanesi Marek Hamsik… Napoli’ye şampiyonluk kazandırmak için çok uğraştı ama olmadı. 

Marek Hamsik gibi futbolcu kariyerini lig şampiyonluğu kazanmadan noktalasaydı, bence herkesin içinde ukte kalırdı. Kaderin cilvesi, Trabzonspor’la yaşadığı o şampiyonluk her iki taraf için de yılların birikmişliğinin dışa vurulumu oldu. Her iki tarafa da çok yakıştı ve Trabzonspor’la yaşadığı şampiyonluğun ertesi sezonu çok sevdiği Napoli’sinin de şampiyonluğunu gördü.

Yolun açık olsun Grande. Umarım Teknik Direktör olarak Trabzonspor ile yolların bir daha kesişir. Her şey gönlünce olsun… 

Maça gelecek olursak… Öncelikle Bjelica hocaya şu konuda teşekkürle başlamak istiyorum. Pirlo artık oyuncu grubunu motive edemediğinden bahsederken sezonu kafasında bitirmiş futbolcuların sahaya çıktıklarında varını yoğunu ortaya koymalarını sağlamak, çok takdir edilesi bir iştir. 

Bjelica’nın sahada oyunculara verdiği rollerden, takım olarak presi, oyun kurulumunu nasıl yapacağı gayet net şekilde anlaşılıyor. Seneye takımda tutmak isteyeceği oyuncuları bence kafasında netleşirmiştir. Sahada gördüğü eksiklikleri transferlerle kapatacaktır. Nitekim ilk ortasaha transferini de yaptı diyebiliriz.

Artık Bjelica Hoca ile sezon bitmeden anlaşılmasının çok isabetli bir karar olduğuna şahitlik ediyoruz. Umuyorum bu olumlu işler sezon planlamasına ve seneye oynayacağı oyuna yansır.