Yaptıklarınla-başarılarınla tarihe geçtin; efsane oldun...
Ağır ağabeydin; hakkını verdin, genç futbolculara hep örnek oldun...
Çocuklar mahalle aralarında top oynarken, senin adını almak “Ben Kadir Özcan’ım” demek için birbirleriyle yarışırdı.
Zamanın delikanlıları, yavuklusunun gözüne şirin görünmek, gönlünü fethetmek için saçlarını senin gibi uzatır, senin gibi tarar, senin gibi yürürdü...
Giyimine kuşamına dikkat eden, Bordo-Mavi tarağını, horozlu aynayı cebinde taşıyan gençlerin İspanyol paça pantolon merakı senin yüzündendi...
Gün geldi, 7’sinden 70’ine Avni Aker’i “Kadir, Kadir” dedirterek inlettin...
70’li yıllarda çocukların “Kadir” isminin konulmasının sebebi sendin...
Zamansız ve ansızın gittin...
Gerek yoktu bu kadar acele etmeye...
Ölüm bu işte; ne zaman geleceği belli olmuyor, ne padişaha, ne zengine, ne de garibana minnet ediyor, herkesi aynı iştahla birer birer yutuyor...
Laf aramızda; yaşarken değerini, kıymetini bilmediğimiz sen ve senin gibilere gittikten sonra verdiğimiz değerin kıymetin kırkta birini aramızda iken verebilsek keşke...
Dozer Cemil’e selam, Selçuk Yula’ya, M.Ali Aydınların FB’ya başkan adayı olduğunu, Kazım Kanat’a, İstanbul’a tel örgülerin yetmeyeceğini söyle...
Güle güle Kadir hoca...
Allah mekânını cennet eylesin, geride kalanlara sabır versin...