Hayal görüyor bazıları. Tayyip Erdoğan'ı 2019'daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeneceklermiş.

Zor dostum zor...

Niye mi? Yansız yalansız açıklayalım sebebini...

Öznesi belli olmayan 48.5'lik bloktan bahsediliyor. Bu blok bu oyu da alamazdı ama ülkenin içinde bulunduğu süreç bunlara bir şans tanıdı.

FETÖ'den dolayı hapse düşenlerin yakınları referandumda son kozunu oynadı. Bilimum Batı'nın desteğini alarak Tayyip Bey'i referandumda yerle bir etmeyi hedefleyenler koalisyonu buna rağmen mağlup oldu.

Niye kaybettiler?

Bu koalisyon Bahçeli'yi pasif gördü. Onun partisiyle, haklı haksız gerekçelerle oynamaya kalktılar. Ecevit'in partisini karpuz gibi ikiye bölen ve içinden İsmail Cem'in önderliğinde bir parti çıkaranlar, MHP'yi de benzer bir akıbete uğrattılar ama Bahçeli kimsenin beklemediği hamlelerle bunu önledi. 

Yani Meral Akşener hamlesi akim kaldı. Bu hamlenin mezesi olan değerli ülkücü şahsiyetler de bu fırtınada silindi. Bir Koray Aydın, bir Sinan Ogan, bir Ümit Özdağ siyaseti okuma kaabiliyetlerinin sınırlı olmasının bedelini ödedi.

Oysaki rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu örneği önlerindeydi. MHP'nin ana bünyesine muhalif olmak tesirsiz eleman olmak demekti. Yaşı kemale ermiş Bahçeli'nin ebediyen partinin başında kalacağı zehabına kapılıp yine zamanlama yanlışı yaptılar. Yollar sabırla yürünmediğinde hedeflerin tutması mümkün değildi. Nitekim de tutmadı.

Erdoğan, Bahçeliyle yola çıkarak yenilmesi imkansız bir yol açtı. Şayet ülkücüleri ileriki yıllarda üzmez ise Başkanlığı kesindir. Diğer tarafta kimler yer alırsa alsın.

Başkanlık sistemi Başbuğ'un hayali olmasına rağmen MHP'den ayrılıp "hiçe" evrilenler, sırf sevmedikleri kişiler önerdi diye bu sistemi ülkücü görüşe mugayyir gördüler. Bu inat onları bölücü saflarda gösterdi. Oysaki adı geçenler ömürlerini vatanın bütünlüğüne adamış kişilerdi. Bilemediler şu dünyada senin ne dediğinden çok ne algı bıraktığının etkili olduğu bir çağda yaşadıklarını.

Üniter yapı parçalanıyor mavalına çok yaslandılar. Halbuki Cumhurbaşkanlığı sisteminde etnik gruplar hakim gruplara yaslanmadıkça yönetimde hiçbir şekilde görev alamazlar gerçeğini okuyamadılar. Hala da bu konuda terakki edebilmiş değiller.

Hesap basit. Yüzde 51'i bölücü unsurlara şirin gözüken hatta bölücülerden yana olan bir kişi alabilir mi? Sittiin sene alamaz. Oysaki parlementer sistemde tek başına bölücülerin iktidarı ele geçirme şansı vardı. Mesela bölücü olmayan A, B, C, D, E, F partileri yüzde 9.5 aldı. Yine zararsız dört parti de yüzde 8 aldı. Toplam oy oranı 6x9.5= 57 diğer zararsız partiler de 8x4= 32 aldı. 57+32= 89. Kimse yüzde on barajını geçemediği için oylar gitti çöpe. Sadece yüzde 11 alan bölücü parti 550 vekille oldu iktidar. Mümkün mü, mümkün...

Parlementer sistemi kutsallaştıran MHP'ye muhalif arkadaşlar bu durumda ne yapar. Yine parlementer sistem iyi midir diyecekti.

İşte Başkanlık sistemi bu ihtimali sıfırladı. Sırf bu hakikat Bahçeli'ye yetti ama bazıları buna akıl erdiremedi.