Son günlerde Trabzon’da yeniden gündeme gelen çöp sorunu, bu kez Maçka ilçesiyle sınırlı değil; aslında çok daha geniş ve düşündürücü bir tabloyu gözler önüne seriyor.
Ortahisar Belediyesi yetkililerinin, Maçka sınırları içerisindeki çöp birikintilerine dair yaptığı açıklamalar,ilk bakışta bir “yardım eli” gibi sunulsa da, konunun arka planı ve geçmişte yaşananlar dikkate alındığında bu açıklamaların samimiyeti ciddi biçimde sorgulanmaya açık hale geliyor.
Elbette, Maçka Belediyesi’nin yaz aylarında artan nüfusla birlikte hizmet üretmede zorlandığı bilinen bir gerçek. Özellikle turizmin canlanmasıyla birlikte hem çöp miktarı artıyor, hem de kırsal alanların dağınık yapısı nedeniyle hizmetlerin etkin şekilde yürütülmesi güçleşiyor. Bu noktada, Ortahisar gibi daha merkezi ve kaynaklara erişimi daha kolay bir belediyenin dayanışma içerisinde olması, ilkeler düzeyinde olumlu karşılanabilir. Ancak mesele bu kadar basit değil ki!
Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz günlerde tartışma kamuoyu önünde cereyan etmiş, iki belediye arasında karşılıklı açıklamalarla oldukça gergin bir atmosfer oluşmuştu. Ortahisar Belediyesi, Maçka’daki çöp sorunu üzerinden adeta kamuoyuna ders vermeye çalışmış, Maçka Belediyesi ise bu tavrı "siyasi bir gövde gösterisi" olarak nitelendirmişti.
Aradan çok geçmeden aynı konu tekrar masaya geliyor…
Bu da bizlere şunu düşündürüyor: Gerçekten bir iş birliği niyeti olsa, bu çağrılar basın açıklamalarıyla değil, resmi yazışmalarla, masa başında, samimiyetle yapılmaz mıydı?
Sokaktaki vatandaşın tepkisi ise çok daha doğrudan: “Önce kendi çöplüğünüzü temizleyin.” deniliyor.
Zira Ortahisar'ın kendi içinde de temizlik sorunları görmezden gelinmeyecek düzeyde. Kentin en merkezi caddelerinde, yoğun yaya trafiğinin olduğu bölgelerde, kaldırımlarda biriken çöpler, düzensiz toplanan atıklar, eksik konumlandırılmış çöp kutuları gibi kronikleşmiş problemler gözle görülür bir biçimde duruyor. Hatta bazı turistik alanlarda bile kötü koku ve görüntü kirliliği vatandaşı rahatsız edecek boyuta ulaşmış durumda.
Bu tablo ortadayken başka bir ilçeye temizlik dersi vermek, halkın gözünde inandırıcılığını tamamen yitiriyor. Çünkü “temizlik” sadece çöp toplamakla değil, aynı zamanda bu hizmetin sürdürülebilirliğini sağlamakla, altyapıyı geliştirmekle, eğitim kampanyaları düzenlemekle ve en önemlisi, sorumluluk bilinciyle ilgilidir. Bunların hangisi Ortahisar’da yeterince yerine getiriliyor ki başkasına eleştiri yöneltme hakkı doğuyor?
Ne yazık ki yerel yönetimler, hizmet üretimi konusunda samimi ve şeffaf bir dil kurmak yerine, çoğu zaman gündem yaratmayı tercih ediyor. Kamuoyunun dikkatini başka yönlere çekmek, yerel muhalefeti saf dışı bırakmak ya da sıradan vatandaşın sorunlarını görmezden gelmek için “yardım teklifleri” üzerinden imaj inşasına gidiliyor.
Oysa gerçek bir hizmet anlayışı, kendi sorunlarına dönüp bakmayı ve çözüm üretmeyi gerektirir. Eğer bir belediye, başka bir belediyeye gerçekten destek olmak istiyorsa, bunu reklam yapmadan, başrol beklentisi taşımadan, sessizce ve etkili şekilde yapmalıdır. Çünkü yardım, ancak samimi olduğunda kıymetlidir.
Ortahisar Belediyesi’ne bu manada bir çağrımız olsun…
Madem çevre temizliği konusunda bu kadar hassassınız, bu duyarlılığınızı önce kendi sınırlarınızda gösterin. Kent merkezinde yaşayan vatandaşın, yazın sıcağında çöp kokusuyla mücadele etmediği bir Ortahisar yaratın. Kaldırımlarda yürürken çöp kutusu aramaya gerek kalmayan bir düzen kurun. Temizlik personelini artırın, ekipmanlarımodernleştirin, eğitim kampanyalarıyla halkı bilinçlendirin.
Ancak o zaman, başka ilçelere yönelik yardım teklifleri inandırıcı olur. Aksi takdirde bu tür açıklamalar, ne yazık ki hizmetten çok siyasi gösteri olarak algılanmaya devam edecek.
Çünkü hizmet, reklamla değil; emekle yapılır.