Kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un ardından çok şeyler yazıldı ve yazılmaya devam ediyor..
Bu ülkede hiç tartışmasız iş dünyasının 1 numaralı kuruluşu Koç Grubu ve 1 numaralı iş adamı Mustafa Koç’un ardından yazmamak olmazdı..
Yüzde yüz yerli malı olarak, hem Türk ekonomisine hayat verip, hem de yüzbinlerce insanın ekmek kapısı olmaları şüphesiz her Türk vatandaşı için gurur vesilesi..
Bu ülkede Koç gibi olmak bu olsa gerek..
Koç Grubu Türk ekonomisinin can damarlarından biri olarak hep karşımıza çıktı.
Eğitime katkıda inanılmaz büyük rol oynadı.
TEV ile inşa ettiği yurtlar, kimsesizlerin kimsesi oldu.
Mesleki eğitimin olmazsa olmaz olduğunu o anlattı.
Yerli malı otomotiv sektörü onunla dünyaya açıldı..
Arçelik, Beko Türk malı olarak onunla dünya pazarlarında yer aldı..
Bu anlamda yazacak çok şey var..
Türk tarihinin efsanevi iş adamı merhum Vehbi Koç ile başlayan büyüme, Mustafa Koç ile zirve yapmıştı..
Ama Koç Grubu’nun başarısının arkasında yatan sırrın merhum Vehbi Koç’un ilkeleri ile başladığını, ailenin her ferdinin bu ilkelere bağlı kalarak birer başarılı iş adamı olduğunu, işbaşına geçen her ismin çıtayı nasıl yükselttiğini anlatan bir mektup, belge olarak tekrar gündeme geldi.
Merhum Vehbi Koç’un torunları için oğlu Rahmi Koç'a yıllar önce yazdığı mektup son derece anlamlı, anlamlı olduğu kadar da Koç Ailesi’nin her bir ferdinin nasıl başarı merdivenlerini tek tek çıktığını belgeler gibi...
Sosyal medyaya adeta damga vuran bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim bugün..
İşte Gönderilen: Bay Rahmi M. Koç.. Gönderen: Vehbi Koç şeklinde başlayan o mektup:
“Mustafa RAM’da çalışıyor. Ömer’i Alpay Bağrıaçık Bey’in yanına vermişsin. Ali’yi de RAMERİKA’ya verdin. Bu çocukların iyi yetişmeleri şart. Fakat onlara ‘Rahmi Koç’un oğlu’ muamelesi yapıldığını görüyorum ve çok üzülüyorum. İstedikleri yere, diledikleri seyahati yapabiliyorlar. Kimse sesini çıkaramıyor.
Mesela Mustafa için ‘Oğlum Mustafa Koç şirketinizde çalışıyor. İyi yetişmesi için Mustafa’nın diğer memurlar gibi işe muntazam gelmesi-gitmesi ve verilen vazifeyi hakkıyla yapması lazım. Kendilerine hiçbir şekilde Rahmi Koç’un oğlu muamelesi yapılmaması ve Mustafa’ya da bu hissin verilmemesi icap eder. Mustafa hakkında her 3 ayda bir bana gizli olarak bilgi vermenizi rica edeceğim.”
ARŞİVDEN ÇIKAN BİRBİRİNDEN İLGİNÇ NOTLAR
Vehbi Koç’un arşivinden çıkan ilginç bir anı ise 12 Mart’ın kudretli Genelkurmay başkanı Memduh Tağmaç’a yaptığı ziyaret ile ilgili. Koç, komutana bir otomobil hediye etmek istiyor.
Tağmaç teşekkür ederek, şöyle cevap veriyor:
“Eşim de ben de araba kullanmayı bilmiyoruz. Şoför tutacak param da yok. İhtiyaç olunca ordudan araba veriyorlar. Otobüse dolmuşa binince de tanıyanlar yer veriyor. Hediyenizi alamayacağım.”
Vehbi Koç, konuşulanları yazarak bu görüşmeyi çocuklarına yolluyor, “Bundan ders alın. Bu memleket, bu vatanperver insanlar sayesinde ayakta duruyor” diye not düşüyor.
MİDYE KABUKLARINI NE YAPIYORSUNUZ?
Onun kişiliğine ışık tutan bir başka not ise şöyle:
1973’te Tarabya’da yürürken 15-20 adamın midyelerin içlerini alıp kabuklarını bir kenara yığdıklarını görüyor.
“Kabukları ne yapıyorsunuz” diye soruyor.
Denize attıklarını öğreniyor. Sonra yanına iki tane numune alıyor. Şirket yöneticilerine mektup yazıp “İsrail’de domates kabuklarını kurutup hayvan yemi yapıyorlar. Japonlara ve İtalyanlara da sorun bakalım, başka memleketlerde bu kabukları ne işte kullanıyorlar” diyor.
TORUNLARINA NOT
Vehbi Koç bir keresinde de üniversite sınavını kazanan bir gençle ilgili gazeteden kestiği haberi torunlarına yolluyor.
Habere eklediği not ise şöyle:
“Sizlerin de bu şekilde gazeteye geçmenizi ne kadar isterim. Bir baba oğluna bir apartman bırakacağı yerde en iyi şekilde yetiştirebilirse bu, 3 apartman yerine geçer.”
***
Evet Koç Grubu’nun, efsanevi kurucusu Vehbi Koç ile çıktığı yolculukta dededen oğula ve torunlarına hiç durmaksızın başarı merdivenlerini nasıl çıktığını ‘Ne ekersen onu biçersin’ sözü en iyi şekilde anlatıyor olsa gerek.
Merhum Vehbi Koç, ektiği başarı tohumlarını önce oğlu ile sonra da torunlarıyla biçmeye devam ediyor..
Zamansız ölümünün ardından Mustafa Koç’tan sonra bayrağı Ömer Koç veya Ali Koç yani bir başka torun devralacak.
O nedenle..
Tamamen yerli malı bir dünya devi ile Türk ekonomisine bir asırdır büyük katkı sağlayan, yüzbinlerce insanın ekmek kapısı olan, dünyanın her yerinde ürettikleri ile bu ülkenin bayrağını gururla dalgalandıranlarla bir Türk evladı olarak gurur duymamak mümkün mü?