Namaz, psikolojik hastalıkların iyileşmesinde olumlu etki yapar.

Aslında bu durum, inanç ve bütün ibadetler için geçerlidir. Ancak namazın bu konuda ayrı bir özelliği vardır. Bütün kaynaklar maneviyatı yüksek olanların daha sağlıklı, daha huzurlu atiye daha mutlu bakarak bir ömür sürdüklerini gösteriyor.

Batı medeniyetlerinde yapılan araştırmalarda dahi bu bulgular, önemine binaen öne çıkıyor. Mesela haftada bir kez bir ibadet yerini ziyaret etmenin yaşam süresini yaklaşık on yıl uzattığını ileri süren araştırmalar mevcuttur. Tabiatıyla İslam'da bu durum, yukarıda da belirttiğimiz gibi, uzun ömür sürme anlamındadır.

Kur'an ve sünnet gibi iki temel kaynağa dayanan İslam dini, hastalıklar konusunda da bizim için bir idoldür. İncelendiğinde görülecek ki Kur'an'da hem fiziksel ve hem ruhsal hem de manevi ve ahlaki hastalıklara parmak basan çok ayet ve hadis vardır. Fiziki ve ruhi hastalıkların teşhis ve tedavisinde genellikle maneviyat ve ahlakın rolü olduğuna işaretler vardır.

Bu konuda gerek klasik dönemde gerekse günümüz modern dünyasında çok müstakil eserinde yazılmış olduğunu görmekteyiz. Bunların kahır ekserisin, bu gün “alternatif tıp” adıyla son yıllarda bayağı yaygınlık kazanan tedavi yöntemlerine rehberlik ettiği de artık bir gizem değildir.

İslam Müslümanın fiziksel ve ruhsal olarak kendilerini nasıl korumalarını gerektiği konusuna eğilmiş; hastalığı yaratan Allah'ın şifayı da yaratmış olduğunu dolayısıyla insanoğluna genel anlamda tedavi yollarını aramayı teşvik etmiştir.

Manevi hastalıklarda İslam'da negatif bakış; buna karşılık bedensel hastalıklara nispeten olumlu bir bakış söz konusundur. Bunun sebebi ise ruhi ve bedensel hastalıklardan kurtulmanın en önemli vesilelerinden birinin, kalbi, manevi hastalıklardan arınmakla mümkün olması sebebiyledir. Bunun da en önemli yolu namaz olsa gerek. Bu ise aslında hastalıklara yaklaşma konusunda Yahudilik, Hristiyanlık gibi bugün günümüzde geçerli olmayan dinlerle İslam arasında ki çok önemli bir ontolojik farka işaret eder. Dünyayı ve ülkemizi tehdit eden covid-19 virüsü kesinlikle kurallara, yani maske, mesafe ve hijyeni harfiyen uyup bunun üstesinden gelineceğini dünyada ve Türkiye'deki bilim adamları salık vermektedirler.