Bir milleti yok etmek, onun dinini ve dilini kökünden silip atmak. Gelenek görenekleri tamamen değiştirmek insanlığa yapılan en büyük zulümdür. 

Bakıyorsunuz çağdaşlık fiyakası adına söyleyen ve karşısında duran herkesi basit “Çağ Dışılık” (arakronizm) yaftası ile bir utanç timsali olarak suçlayan kişiler, konuştuğunuz zaman en büyük Türk milliyetçisi olarak karşına çıkar.

İsrail canavar gibi, hiçbir sebep yokken ülkeyi işgal etmek ve Çincede “zapt edilmiş ülke” manasına gelen sinkiank da, yani Doğu Türkistan’da halen kurşunla, zincirle ve kanla kurulmaya çalışılan baskı despotluğuna karşı en büyük engel olarak görülmektedir. 

Bir milleti yok etmek için girişilecek bu jenosit hareketinde en kestirme yol ise temel kanunları değiştirmektir. Bunun en canlı örneği olarak işte Türkiye! Çin komünist teröründe bu örneği esas almak ihtiyacını duymuş ve bunca zulme karşı tamamen yok edemediği Türkistan İslamlığı için son çare baskıları, zulümleri arttırmak. Türkistanlılar bu zulme açıktan düşmanları olanlar eli ile maruz kalmaktadırlar. 

Filistin'e bakıldığında acı çekilmesine ve kan dökülmesine rağmen Filistinliler mağlup olmayı kabullenmeyen “mağlupların gerçekte mağlup edilmemiş olduğu açık bir şekilde görülmektedir.”

Çin Cumhuriyeti Türkistan'da aşırı baskı ve asimile yapmasına rağmen kâfir kendi 5000 yıllık kültürü ile bağı koparmamak için o, dünyanın en zor yazısını değiştirmemektedir.

Türkiye Müslümanları artık gerçek mağlubiyetlerin yalnız askeri planda olmadığını ve milletlerin yalnız harp meydanlarında mağlup edilmediğini kavrayıp, tasallutuna maruz kaldıkları yabancı kültürleri kendi içlerinde yine aynı metotla hezimete uğramış idrakine erebilmektedir. 

Gazze'de şehit olan kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah'ı var böyle biline.