İMAMIN SUÇU NE?
Trabzon’un Maçka ilçesi Sanayi mevkiinde 2017 yılında ibadete açılan Şehit Eren Bülbül Camii’nde görevli imam Orhan Kadı hakkında ilçe müftüsü talebiyle başlatıldığı iddia edilen idari soruşturmanın gerekçesinin ne olduğunu ilçedeki herkes merak ediyor. “İmamın suçu ne” diye soran Maçkalılar, görev süresi boyunca toplumla güçlü bir bağ kuran, sevilen-sayılan ve camiyi sadece ibadet edilen yer değil toplumsal dayanışmanın merkezi haline getiren imam Orhan Kadı hakkında sosyal medyada bazı vaazlarının çarpıtılarak gerçeği yansıtmayan şekilde sosyal medyada paylaşılmasının ardından yaşananlara dikkat çekiyor. İddiaya göre ilçe müftüsü rapor tutmuş, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan müfettiş istemiş. Şimdi bu raporda yazılanlar imama sorulacak, savunması alınacakmış. Henüz Diyanet’ten resmi yazı ulaşmamış. İmam camide kalacak mı, ilişiği kesilecek mi, başka bir yere mi gönderilecek bu aşamaya gelinmemiş.

GÖREV BİLİNCİ!
Altı farklı yükseköğrenim diplomasına sahip olan imam Orhan Kadı’nın, Maçka’da görev yaptığı süre boyunca özellikle gençlere yönelik cami faaliyetleri, çevre düzenlemesi ve sosyal yardımlaşma gibi konularda aktif bir rol üstlendiğini ifade eden vatandaşlar, “İmamımız halkın içinde, çocukların yanında, gençlerin yol arkadaşı oldu. Namaz vakitlerinde camide oluyor. İş insanlarından yardım edinip caminin eksikliklerini gideriyor. Sözleri çarpıtıldı, kendisine büyük bir haksızlık yapılıyor. Karar sürecinin adil şekilde yürütülmesi gerekiyor” derken, Şehit Eren Bülbül’ün ailesi de, imamın camide görevini layıkıyla yürüttüğünü, hatıraya sahip çıkan bir duruş sergilediğini söylüyor.
DESTEK MESAJLARI
İlçe genelinde geniş bir destek gören imam Kadı için sosyal medyada da çok sayıda mesaj paylaşıldı. #OrhanKadıYalnızDeğil ve #İmamımızaSahipÇıkıyoruz etiketleriyle yapılan paylaşımlarda vatandaşlar, “Orhan Hoca Maçka’nın değeri”, “İyiliği cezalandırmayın” ve “Bu halk imamını seviyor” gibi mesajlarla desteklerini dile getirdi.

YÜRÜYÜŞ GÜNÜ
İlçe sakinleri, bugün saat 12.00’de Maçka ilçe merkezinde Orhan Kadı’ya destek amacıyla bir yürüyüş düzenleyecek. Yapılan açıklamada, “Bu yürüyüş sadece bir şahsa değil, haksızlığa karşı vicdanlı duruşa bir çağrıdır” denildi.

CHP’Lİ SUİÇMEZ’DEN ÇAYKUR’A ELEŞTİRİ
CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, ÇAYKUR'un kota ve kontenjan politikalarının üreticilerin emeğini değersizleştirdiğini savundu. Sibel Suiçmez, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, yaş çay hasat sezonunun 16 Mayıs'ta başladığını ve birinci sürgün hasadının bitmek üzere olduğunu söyledi. ÇAYKUR tarafından uygulanan kota ve kontenjan sistemini eleştiren Suiçmez, "ÇAYKUR, 15 gün içinde üreticiden 24 bin ton yaş çay alımı yaptı ve ardından da randevu sistemine geçeceğini ilan etmişti. Hemen sonrasında ise dekara 100 kilogram olarak belirlediği kontenjanı önce 50 kilo, sonra da 25 kiloya düşürdüğünü ilan etti. ÇAYKUR, dört gün içinde kontenjan miktarını dörtte bir düşürdü, çay üreticisinin emeğiyle dalga geçer hale geldi. Bu nasıl iş bilmezliktir, nasıl aymazlıktır?" ifadelerini kullandı.
CHP'li Suiçmez, ÇAYKUR'un yıllardır uyguladığı kota ve kontenjan politikalarının üreticilerin emeğini değersizleştirdiğini ve üreticiyi özel sektörün insafsızlığına terk ettiğini ileri sürerken, çay üreticilerinin köklü reform beklediğini de vurguladı.

‘ÇAY HASADINA ARA VERİN’ ÇAĞRISI!
16 Mayıs itibarıyla başlayan çay sezonu, ÇAYKUR Genel Müdürlüğü’nün de kontenjan uygulaması getirmesi ile sancılı bir hal aldı. Geçmiş dönemlerde makaslarla toplanan çayların teknolojiye ayak uyduran müstahsiller tarafından makinelerle toplanması, çay alım yerleri ve fabrikalarda izdihama yol açtı. Bu nedenle ÇAYKUR tarafından kontenjan dekar başına 25 kilogramlara kadar düşürülürken, özel sektörde de bunu fırsat bilenler fiyatı çay taban fiyatının çok altına çekti. Rize Ziraat Odası Başkanı Bünyamin Arslan, çay makineleri sayesinde yabancı işçilerin Rize’ye gelmesinin önüne geçildiğini ancak bu kez fabrikaların yoğun hasat nedeniyle sıkıştığını ifade ederek, "Çay sektöründe her yıl yaşadığımız sorunları bu yıl da çok yoğun bir şekilde yaşıyoruz. Çay hasadı, elle başlayan bir serüvenken önce çay makası, ardından makineli tarımla yoğun bir şekilde hasat ettiğimiz bir hale geldi. Makineli tarım, işçi sorununu en aza indirdi. Evet yabancı işçilere verdiğimiz ücretin yurt dışına çıkmasını engelledik. Fakat makineli tarımla yapılan hızlı hasat, bugün sektörü tıkamış durumdadır. ÇAYKUR’un günlük 9 bin 200 ton olan işleme kapasitesi, özel sektörle birlikte toplamda 16 bin ton seviyelerine ulaşsa da üreticilerimiz tarafından toplanan 25 bin tonun üzerindeki yaş çay işlenemez hale gelmiştir. Bu da özel sektör kapılarında yığılmalara neden olmuş, taban fiyatın altında ciddi fiyat düşüşleri yaşanmıştır. Üreticilerimizin yoğun hasat yapması sonucu oluşan bu problemi fırsata çeviren özel sektörün taban fiyatın altında alımlar yaptığını görmekteyiz. Özel sektöre çok fazla yüklenmek istemiyorum; fakat eğer bu çayı işleyemiyorsanız taban fiyatın altında aldığınızda nasıl işliyorsunuz? Buradan özel sektör firma sahiplerine seslenmek istiyorum. Eğer işleyemiyorsak o gün çay satın almayalım" dedi. Çay üreticilerine çay toplamaya ara verme çağrısında bulunan Arslan, "Üretici de bu durumu fark ederek hasada ara versin. Bu teşkilatlanmayı ÇAYKUR, muhtarlar, ziraat odaları ve üreticiler olarak hep birlikte yürütmeliyiz. Özel sektör, bu yığılmaları düşük fiyattan almaya devam ettiği sürece hem kalitesiz çay üreteceğiz hem de sektör tıkanma noktasına gelecektir” ifadelerini kullandı.

ÖNCE VOLKAN HEYKELİ SONRA İMAMOĞLU!
Ortahisar Belediyesi’nin önceki gün yapılan meclis toplantısında ilginç eleştiriler ve tartışmalar dikkat çekti. Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Boztepe’ye Volkan Konak’ın heykelinin yapılacağına ilişkin açıklamasına yönelik eleştiriler üzerine, “Şehircilikte heykelin yeri vardır, buralar fotoğraf çektirme alanlarıdır. Teklif iş adamlarımızdan geldi, ‘Volkan Konak’ın ismini yaşatıyoruz, hatırasını, maneviyatını yaşatacak, gelenin de bir fotoğraf çektireceği bir alan oluşturalım’ dediler. Biz de bunu kamuoyu ile paylaştık fakat birileri hemen mal bulmuş mağribi gibi üzerine atladı. CHP-heykel demeye başladılar. Ben bir heyetle yurtdışına gittim, bu heyette çoğu AK Parti’den milletvekili olan arkadaşlarım da vardı. İnanın gittiğimiz o şehirdeki her heykelin önüne dizildiler ve fotoğraf çektirdiler. Heykeller fotoğraf çektirme alanları olmuş, bütün şehirlerde bu böyle. Aynı şekilde Trabzon’dan bir heyetle Tiflis’e gittik, Tiflis’te bir sokağın girişinde bir aşçı heykeli var. Bizim heyet orada heykellerin etrafında fotoğraf çektirirken ‘Bir dakika durun!’ dedim. ‘Ne oldu?’ dediler. ‘Heykel sözü açıldığı zaman hepiniz hücum ediyorsunuz. Heykel nedir? CHP, eşittir heykel diye bir eleştiride bulunuyorsunuz. Ama gördüğünüz her heykelin önünde de fotoğraf çektiriyorsunuz, nasıl olacak?’ dedim. Hepsi birbirine baktı ve mahcubiyet yaşadılar. Ayrıca heykeli ben yaptırmayacağım, Trabzonlu iş insanları yaptıracak. Belediyemizin kasasından bir lira bile çıkmayacak” ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU TARTIŞMASI
Başkan Kaya, konuşmasının devamında Ortahisar Belediyesi Meclis Üyelerini, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun doğum günü dolayısıyla Boztepe Volkan Konak Seyir Terası ve Yürüyüş Yolu’nda gerçekleştirilecek olan programa davet etti. Bu konu da mecliste tartışma konusu oldu. AK Partili bazı üyeler tartışmanın fitilini ateşledi, mecliste yine yerelden adeta genel siyasete dönüş yapıldı. CHP’li bazı meclis üyeleri tüm üyelere yapılan bir davet üzerine bu tartışmanın yersizliğinden bahsetti, bu döneme kadar Ortahisar Belediye Meclisinde genel siyaset konuşulmadığına işaret ettiler, ayrıca hakkında hiçbir yargı kararı bulunmayan İmamoğlu için sarf edilen sözlerden dolayı üzüntülerini dile getirdiler.





