Toplum yaşamının düzenlenmesi için gerekli bilgi, beceri ve anlayışların edinilmesi, kişiliklerin oluşturulup geliştirilmesi eğitimle olur. Toplumlarda eğitimin bilimsel yürütülebilmesi ancak ve ancak öğretmenler sayesinde gerçekleşir.

            Günümüz Türkiye’sinde neredeyse tüm kamu çalışanlarında olduğu gibi öğretmenler de yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışmaktadır. Dünya düzeni içinde hedeflediğimiz muasır medeniyetler seviyesine geçim kaygısı taşıyan öğretmenlerle mi gideceğiz? Gerçi toplumumuzda öğretmenlerin iyi bir maaş aldığını yansıtan, anlatan kişi ve kurumlarda var.

            Öğretmen maaşlarını incelediğimizde, göreve yeni başlayan öğretmenin 8.955 TL emekliliğe hak kazanmış öğretmenin 11.605 TL aldığı görülmektedir. Ayrıca girmiş olduğu fazla dersler sayesinde 2.500-3.000 TL ek ders ücreti de alabilmektedir. Ek ders ücretini ders varsa alabildiğini hatta çoğu okullarda fazlalık ders olmadığını bilmek lazım. Hali hazırda ortalama öğretmen maaşının 10.300 TL olup ortalama ek ders ücreti de 1.300 TL olduğuna göre bir öğretmen aylık ortalama 11.600 TL gelir elde edebilmektedir.

            Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’e “Paşam milletvekili maaşlarını ne kadar yapalım?” diye sorulduğunda, cevaben “Öğretmen maaşlarını geçmesin!” dediğini hep hatırlıyorum. Gelişmiş toplumları da incelediğimiz zaman öğretmen maaşları toplumun en üst maaşlarını alan meslek grubunda olduğunu görüyoruz. Aslında bu durum bizim günümüzde eğitime nasıl baktığımız ya da ne kadar değer verdiğimizle alakalı olduğuna işarettir.

            Yıllara göre öğretmen maaşlarını incelediğimizde 2002 Kasım ayında ortalama öğretmen maaşı 505 TL iken 2022 Kasım ayında ortalama öğretmen maaşı 10.300 TL olduğuna göre 20 yılda 20 kat artan bir maaş olduğu görülmektedir. Diğer meslek grupları 20 yılda 41, 38, 37, 36, 33 kat arttığını gözlemekteyiz. Bu durum 20 yıl sürecinde çoğu meslek grubuna 3 ama sadece öğretmen 1 defa seyyanen zam yapılmasından kaynaklanmıştır. Buradan bilinçli bir şekilde öğretmen maaşlarının düşürüldüğü görülmektedir.

            Tüm kamu çalışanlarında olduğu gibi 2010 yılından beri refah payı öğretmenlere verilmemektedir. Enflasyon farkı uygulaması kanunu bir zorunluluk olduğu için yıl içerisinde yetkili sendika ile anlaşarak verilen az zammı enflasyon oranına Temmuz ve Ocak ayında tamamlanmaktadır. Devletimiz 2010’dan beri %68 büyümüş olup kamu çalışanları refah payı almadığı için bu büyümeden pay alamayıp geçim sıkıntısıyla baş başa kalmıştır.

            Devlet tüm çalışanlarının maaşlarından %15 gelir vergisi almaktadır. Yeni yapılan düzenlemeyle 2023’te 70 bin TL’yi geçen gelirden %20, 150 bin TL’yi geçen gelirden %27 gelir vergisi alınacaktır. Toplam hesap oluşurken Öğretmen maaşlarının %90’ının net geliri ile öğretmen maaşın %10’u ve ek ders ücreti toplamının brütü toplandığı için öğretmenlerimiz hızlı bir şekilde gelir vergisi dilimine girmektedir. Pandemi sürecinde nerdeyse kimseden vergi almayan devletimiz öğretmenden %20 hatta %27 gelir vergisi almamalıdır.

            Kariyer basamakları sayesinde uzman öğretmenlere aylık 2.250 TL, başöğretmenler aylık 4.500 TL ücret alabileceklerdir. Ancak bu uygulama 10 yılı geçmiş 610 bin öğretmeni kapsayacağı unutulmamalıdır. Algıyı yönetmeye çalışanlar bu ücretleri sanki tüm öğretmenlerin alacağı gibi yansıtacaklardır.

            Öğretmen maaşlarını artık gelişmiş toplum seviyesinde değerlendirilmelidir. Geçmiş dönemleri telafi etmek için öğretmene 6.500 TL seyyanen zam yapılmalıdır. Gelir vergisi adaletsizliğine son verip öğretmenlerimizin gelir vergisi %15’e sabitlenmelidir. Devletimizin yıllık büyüme oranınca öğretmenlerimize refah payı verilmelidir. Asgari geçim hattı olan 25.000 TL’nin üzerinde öğretmenlerimiz maaş almalıdırlar.

            Toplumumuzun geleceğini yetiştiren öğretmenlerimizin maaşları üzerindeki yanlış algı sonlandırılmalıdır. Geçim kaygısı taşımayan öğretmenler sayesinde eğitim seviyemiz gelişmiş toplumlar seviyesine ulaşacaktır.