Tarihi Osmanbaba Köprüsü niçin çöktü? Bu çöküşün sorumlusu gerçekte doğa mıydı, yoksa fanilerin buna etkisi var mıydı? Yerinde araştırdım, sordum, öğrendim.Osmanbaba Köprüsü civarında ikamet eden insanlar, köprünün daha büyük felaketleri atlattığını, şimdi çökmesinin ise ihmalkarlıktan kaynaklandığını ifade ettiler. Köprünün üstünden hilti marifetiyle yarılarak Akçaabat Belediyesi Su İşleri'nin su borusu geçirdiğini, bu yetmezmiş gibi Telekom'un da kablo geçirmek için köprüyü darbelediğini, bütün uyarılara rağmen bildiklerini okuyarak bu yıkımın musebbibi olduklarını yöre sakinleri dillendirdiler.
Osmanbaba Köprüsü'nün bir taşında Osmanlıca olarak köprüde kaç adet taş kullanıldığının kayıtlı olduğunu, o taşın da sel sularıyla kaybolduğunu anlattılar. Bunu aktaran insan öyle üzgün bir dille aktardı ki bu bilgiyi; adeta Hacerü'l-Esved'e bir şey olduğu hissine kapıldım. Demek ki bizim insanımız yürekten bazı kayıpları hissedecek kıvamda ve olgunlukta. Bu beni ziyadesiyle memnun etti. Olan oldu. Tarihi köprüyü tarihin karanlıklarına gömmemek için yeniden aslına uygun nasıl yapabiliriz şimdi bunun peşine düşme vakti. Akçaabat Belediye Başkanı Şefik Türkmen gerçi müjdeyi verdi ama yöre insanının o köprünün aslına uygun inşası için Akçaabat Belediyesi'nin o bilgi donanımında olup olmadığı konusunda kuşkuları var. Zira Başkan Türkmen'in Ortamahalle'ye verdiği önemi asla diğer tarihi varlıklara vermediğini söyleyenler de oldu ama hepsini doğru kabul etmek mümkün değil. Çünkü Türkmen öyle kültüre, antik geçmişe ve hepsinden önemlisi ecdat yadıgarı eserlere duyarsız olduğu kanaatinde olmasam da her şeyle bizzatihi ilgilenmesinin mümkün olmamasından doğan bazı boşluklar oluştuğu düşüncesindeyim.
"Bin nasihatten bir musibet evladır" sözü gereği buradan alınacak derslerin gelecek açısından yadsınamaz bir verim sağlayacağını umuyorum.
Belediyelerin kültür varlıklarını koruyup kollama ödevini yürüten birimlerde görevlendirilenler, küçük bir zaafa dahi müsade etmeyecek hassasiyetle donanmış kişiler olmalıdır. Buraya sosyalbilimlerin dışından insanlar atanmamalı, hatta tarih ve kültür sevgisi sınanmış isimler bu makamları doldurmalıdır. Bu konuda bir noksanlık olmuş olmalı ki, köprü üzerinde çalışan hilti benim vücudumda çalışıyor gibi hissetmesi gerekenler, kulaklarının üstüne yatıp o güzelim köprüyü sele verdiler. Tez zamanda, tarihi, mimari ve insani bilgiler biraraya gelip Osmanbaba Köprüsü'nü yeniden Mostar gibi geçide imkan verecek hale getirmek gerekir. Takipçiyiz, bekliyoruz..