Tarih öncesi dönemden beri Anadolu’nun kuzeyi denildiğinde akla ilk gelen yerleşim yerlerinden bir tanesi Trabzon’dur. Trabzon, stratejik konumu ve limanı nedeniyle her dönemde küresel güçlerin ilgi odağı olmuştur.

Romalıların önemli merkezlerinden biri olan Trabzon, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır. Fethi takiben Osmanlı’nın önemli yerleşim yerlerinden birisi olan şehir, Osmanlı idari yapılanmasında da yerini almış ve 16. asrın sonunda beylerbeylik haline getirilmiştir.

Trabzon’un bir diğer özelliği ise Osmanlı şehzadelerinin idarecilik yaptığı ve eğitim aldığı bir yer olmasıdır. Osmanlı’yı dünya gücü haline getiren Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’ın yolları Trabzonla kesişmiş ve bu insanlar Trabzon isminin ağırlığına ağırlık katmışlardır. Trabzon’da doğan Kanuni Sultan Süleyman’ın kılıcındaki hamsi motifi cihan padişahının doğduğu şehre olan sevgisinin göstergesidir. 

Trabzon, yetiştirdiği güçlü ve itibarlı şahsiyetlerle Cumhuriyet dönemi bürokrasi ve siyasetinde de ağırlığını devam ettirmiştir. Cumhuriyet hükümetlerinin pek çoğu şehre verilen önemin bir göstergesi olarak Trabzon’a bir bakanlık vermiştir.   

Son otuz yıla baktığımız zaman, Eyüp Aşık, Fahrettin  Kurt, M. Ali Yılmaz, Hikmet Sami Türk, Koray Aydın, Faruk Özak ve Erdoğan Bayraktar farklı siyasi partilerden Trabzon’a hizmet etmiş bakanlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Türkiye siyasetinde Trabzon’un itibarlı konumunda 17 Aralıkla beraber bir kırılma yaşanmıştır.

17 Aralığı takip eden süreçte Trabzon bakansız kalmış ve siyasi açıdan şehir eski gücünü kaybetmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda otuza yakın Trabzonlu üst düzey bürokratın görevden alınması ve pasifize edilmesi sürecinde şehrimiz siyasilerinin varlık gösterememesi bu kırılmanın bir örneğidir.

Trabzon’un siyasi ağırlığının azaldığının bir diğer göstergesi ise, Trabzon’daki bazı kurum müdürlerinin atamalarında Trabzonlu siyasetçilerden ziyade çevre illerdeki milletvekillerinin söz sahibi olduğu iddiasıdır. Bu konuyla ilgili iddialara yerel basında rastlamaktayız. Hatta Trabzonlu bazı siyasiler bakansız Trabzon’un düştüğü zayıf durumu zaman zaman dile getirmektedirler.

Yeni kurulan kabinede de Trabzon’a bakanlık verilmemesi bu kırılmanın devam ettiğinin göstergesidir. Şehrin menfaatleri ve geleceği için, Trabzonlu siyasiler daha sıkı işbirliği içinde olmalı ve Trabzon’u Türkiye siyasetinde eski güçlü konumuna getirmelidirler.