Kültür, sanat, edebiyat, tiyatro, sinema, ressam ve şair..
Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi bu kelimeler.
Gerilimden uzak, sevgiye yakın, hoşgörü ile iç içe olan bu kelimelerin ne kadar kıymetini biliyoruz ki!..
Bana diyorlar ki..Yazılarında hep karamsar ve mutsuzsun..
Hiç mi iyi şeyler yazmayacaksın? Hiç mi güzel olan bir şey yok..
Ağlanacak halimize gülmemiz gerekiyor..Mesaj bu..
Vallahi gülmek, eğlenmek hepimizin en doğal hakkı. Rahmetli babaannem “Suyun akışından, insanın da yere bakışın-dan korkacaksın, gülen insandan asla zarar gelmez” derdi.
Mekanı cennet olsun..
İyi de babaanne insanlar artık sokaklarda, parklarda, arkadaşlık ilişkilerinde, sohbet ortamlarında gülmüyor ki..
İnsanlar artık karanlık sinemalarda, sanal ortamların arkasında gülüyor..
Hepimiz Recep İvedik olduk çıktık. Üç günde 1 milyon 641 bin Recep İvedik yarattık..
Sinemalarda yer yok. İnanın kombine bilet alacağım artık sinemalara girmek için..
Demek ki gülüyoruz, demek ki keyifler yerinde..
Keşke yüreği ile, emeği ile, verdiği toplumsal mesajlarla sinemaya emek verenlerin filmlerini de bu kadar insan izlese temennisinde bulunuyoruz..
Keşke Trabzon’da kalemi ile ayakta kalan şairlerimize, yazarlarımıza, gazetecilerimize de Recep İvedik kadar sahip çıkılsa..
Keşke Trabzon’da “kitap okuma zamanı” etkinliği Recep İvedik kadar sahiplenilse..
Keşke bu şehirde amatör tiyatroya gönül verip yokluk içinde var olma savaşı verenlerin oyunları da Recep İvedik kadar izlense..
Keşke ülkemde üç günde kırılan Recep İvedik rekoru kadar gazete okunsa, kitap satılsa, kafaların içine şakrabanlık değil eğitim şırınga yapılsa..
Ve keşke Recep İvedik’in kazandığı milyon ların çeyreğini bu ülkenin başı dik, onurlu, aydınlık ve özgürlük mücadelesi veren gerçek sanatçılar da kazanmış olsa..
Çünkü artık yarınlara ‘keşke’li bakmaya başladık..
Bana kızmayın bu yazım da da tos-pembe tablo çizemedim,beceremedim..