Ulaşım, her ülkenin bir anlamda gelişmesini sağlar, ileriye bakışına onay verir bir anlamda.
Ulaşım olmadan, kalkınma olmaz, yaşam standardı tamamlanmaz.
Bu özet değerlendirme ışığında, ülkemizde mevcut çalışmalar büyük ölçüde ulaşım ile öne çıktığına göre, bu yöndeki atılan her adım ve her oluşum isabetlidir.
Ancak, ulaşım ile oluşan alt ve üst yapıların bu mesafeden yeterince istifade etmediği ortadadır.
Gelinen ve gelişen tüm mesafeleri takip etmeye çalışan, Türkiye’nin kadim şehri Trabzon’un, istenen düzeyde olmadığını ifade etmek istiyorum.
Özellik arz eden bu ilde, iç oluşumlara onay olan çalışmaları yakından takip ederek, nelerin kaybedildiğini görmek gerekir diye düşünüyorum.
Bugün, birçok çalışmaya sahne olan, Trabzon’un çok yakın illeri, bu büyük pastanın pay ortağı olurken, pastanın kalanına razı ettirilmek düşündürücüdür.
Mutlaka çevre illerimiz her şeyin en iyisine layıktır, bunda şüphe yoktur, şikâyetimizin temel amacını oluşturan, Karadeniz Bölgesi’nin bu nezih şehrinde, aynı düzeyde güzellik aramak hakkımız olduğunu söylemek, işin çözümüne katkı amacı taşır ve olayda budur.
Trabzon için, sık söylenen bir söz vardır, “Fatih’in fethettiği Yavuz’un valilik yaptığı, Kanuni’nin doğduğu kadim şehir.”
Bu ifadeleri hak eden bu kadim şehir maalesef, bu anlamı yüksek onurdan istifade edememektedir.
Güneye açılmayan, yani güney ile gelişmesi olmayan, kaldırımları işyerleri hâline dönüşen, plan ve program dışı yapılaşma, atıl halde tutulan, imar engeline takılan mahalleleri ile labirent hâlindeki Trabzon’u hak etmediği durumdan kurtulmak için çaba sarf edilmelidir.
Bu çabalar sürerken, zemin sağlığı olmayan, Trabzon’un en müstesna bölgesi Çukurçayır’a yani Boztepe’ye binlerce ev doldurmak, akıl ve mantık dışıdır.
Çukurçayır’ın imara açılması, açtırılması ülkemiz için büyük bir kayıptır.  Bu bölgenin tabiat parkını yok ettiği gibi, Trabzon’un yaşam standardına da büyük darbe oluşturmuştur.
Trabzon’da büyük bir boşluğu dolduran, yeşiliyle, çok sayıda kuşun barındığı ve çok sayıda kuşun göç yolunda istirahat ettiği bu özel bölge, devletin tüm imkanlarıyla yok edildi. Trabzon’un ilgilileri tarafından da yaşanılırlığı ortadan kaldırılmıştır.
Hâlbuki, her şey iyi plan ve program dâhilinde olması gerekirken, plansızlığa terk edilen bir şehir özelliği içerisine itilmiştir.
Gelinen son durum şudur, şehrin merkezi, yani Yenimahalle, Gülbaharhatun, Erdoğdu çok acil özel plana dahil edilerek, bu mahallelerde yeni imar planı uygulamaya koyulması gerekmektedir.
Dolayısıyla, bu mahallelerde oluşan tıkanıklığı aşmak için yüksek katlı binalara izin verilerek, aynı ölçüde yeşil alanı ortaya çıkarmak akılcı ve mantıklı çözümdür.
Evet, ulaşımın tamamlanması ile de Trabzon’un yaşam cazibe merkezi olması için hiçbir engel kalmamış olacaktır.
Beklenen, haklı isteğe dönüşen düşüncelerin hayat bulması için mutlaka, ulaşım ve bu ulaşımın huzuru için güney çevre yolu plan ve programı raflardan indirilerek gereken artık yapılmalıdır.
Geleceği aydınlık Trabzon bu istekleri fazlasıyla hak ediyor.
Sağlık dileklerimle.