Ülkemiz sınırları içinde yetiştirilen ürünlere, fabrikalarda yapılan mallara Türk malı diyoruz. Türk malına yerli malı da denir.

Bugün ülkemizde birçok ürün üretilmekte ve meyve sebze yetiştirilmektedir. Ancak bizler yaşadığımız toprakların değerini kavrayamadık.  Ya da buralarda yaşamanın ne demek olduğunu anlamakta zorlanıyoruz. Bizler sevgili Peygamberimizin fethiyle müjdelediği İstanbul’da yaşamıyor muyuz? Ya da bu topraklar için bu vatan için yüzbinlerce insanın şehit olduğu topraklarda yaşamıyor muyuz?  Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk ve Türk milletinin çektiği eziyetleri, yaptığı fedakarlıkları hala tam anlayamamışız.

Onları anlamak, onların torunları olduğunu onlara hissettirmek ve bizlerin İslam’ın ve insanlığın bayraktarlığını yapan millet olduğumuzu kavramak için yapmamız gerekenler mevcuttur.

Onları anlamak için kullandığımız ilaçtan tutun tabak, kaşık, iğnesinden ipliğine kadar yerli malları kullanmamız gerektiğini bilmemiz gerekir.  Yiyeceklerimizde de yerli üretimimiz olan meyve sebzeleri tüketmeliyiz.

Çünkü yabancı malları alırken verdiğimiz paranın bir daha geri gelmeyeceğini düşünmeliyiz. Her giden para bu topraklarda yaşayan bizlerin yapı taşlarından eksilmesi demektir. Yerli malı tüketmedikçe ülkemizin üretim hafızasına kurşun sıkmaktayız.

Millet olarak ta devlet olarak ta akıl almaz incelikte iplikler bağlı bir zaman diliminden geçiyoruz. Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin ister fakir olalım hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız. Çünkü burada parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik var.

Velhasıl yerli üretmemenin ve yerli tüketmemenin bedelini bizler egemenliğimizi kaybederek ödeyebiliriz.