Uzun bir yoldur. Ara duraklarda canımızı acıtabilecek dikenler olsa da. Her takım kendi dilinde, kendi sözünü söyler.

Trabzonspor 2011 yılında hedefine tüm gönüllerde ulaşmışken, futbolun acizliği dahil her türlü engelleri de aşmasına rağmen.

Sonunda öylesine büyük bir oldu bitti ile karşı karşıya kaldı ki; elimizdeki kupayı kardeşlerinin yanından alıp FB müzesine üvey kardeşlerinin yanına koydular. Yani futbolun kalbine giren siyaseti geçemedik.

Bunları unutmadan, yeni nesillere anlatmalıyız ki o günlerin devamında Trabzonspor akla hayale gelmeyecek olaylarla karşılaşmıştır.

Mesela futbol dünyasının devleri Barcelona Real Madrid , Chealse, Bayern Münih, Dordmunt ve Liverpool, daha niceleri onlarca şampiyonluklar kazanmışlardır. Lakin hiç biri hiç yenilmeden 17 maçın 16’sını kazanarak şampiyon olmamışlardır.

Gelin görün ki Fenerbahçe bu rekoru kırarak şampiyon olmuştur. Nasıl olmuştur derseniz hapis yatan yöneticilerine sormak gerek.

Şike UEFA da FIFA da bağımsız Türk mahkemelerinde tescillenmiş. Üstüne üslük Trabzonspor’u şampiyon kulüplerle maç oynatmışlardır.

Fakat şampiyonluk kupasını vermemişlerdir. Hiç bir ülkenin futbol Federasyonlarında da böyle bir olay görünmemiştir.

GELDİĞİMİZ NOKTADAKİ TRABZONSPOR

Maddi manevi hasar gören Trabzonspor yeniden hafif rüzgar derken fırtınaya dönüşen,

kendi misyonuna, kendi oyun kurgusuna, kendi ekolüne büyük çapta yanaşan bir takım olmuştur. Sil baştan Kurtlar sofrasında baş köşeye otururken biliyoruz ki, her geçen gün rakiplerine şampiyonluğun gizli anlamını takım birlikteliği içerisinde yansıtan görüntüsü ile

‘geri durun beyler’ diyebilen bir takım olmuştur. Buralara da kolay gelinmemiştir.

Ne kadar yerli yerinde yapılan hizmetler olsa da her kulüp yönetimine mutlaka eleştiriler getirilmiştir.

Her seçilen yönetim mutlaka iyisini yapma düşüncesi ile bir araya gelmişlerdir.  Şu an Trabzonspor şampiyonluğun en yüksek adayı olarak karşımızda duruyorsa bu yönetim kurulu başarılıdır.

OYUNCU GRUBU...

Tek tek sezon başından bu yana oynanan maçların analizi yapıldığında, şampiyonluk madem ki uzun ve de dikenli bir yoldur.

Görünen bir gerçektir ki oynanan maçlardaki performanslara da bakıldığında tabi ki Trabzonspor’a ara transfer döneminde oyuncular lazımdır.

Örnekle.

KOİTA: Kumaşı iyi bir santrafor. Eğer bir yarım sezon sakatlığı geçmemiş,  geçmişinin çok uzağında kalarak takıma katkı sunamamışsa Trabzonspor yönetimi el sıkışıp kendisiyle yol ayrımına gitmelidir.

İSMAİL KÖYBAŞI: Geçen sezon Rizespor’da 4-5 maç görev yapmış. Mevkiisi sol bekte verilebilecek sürenin üzerinde şans tanınmış, istenilen katkıyı sunamamış. Artık futbol çabuk ve de hızlı oynanıyorsa, yaşı da göz önüne alındığında gözle görülen bir gerçektir ki bu hızlı tempoya gücü yetmiyor. Bu fiziki durumda da oynaması zor görünüyor.

YUNUS MALLI: Toplam olarak galiba resmi müsabakaların tümünde 40 dakika görev aldı. Nasıl alındı, kim aldı sonuçta alındı. Bu saatten sonrada ne şekilde hangi maçta katkı sunar bilinmez.

DENSWİL: Stoper vasıflı zaman zaman sol kanatta görev aldı almasına da, bu kadro içerisinde fazla bir şey yapacağı söylenemez. Tabi ki takdir yönetimin ve de teknik adamındır. Bizler ne düşünüyorsak onlarda onu düşündüğüne göre asıl önemli olan alınacak futbolculardır.

EDİN VİSCA: Uzun yıllar aynı tempoda Süper Lig’de her takımın önlem aldığı önemli bir futbolcu. Trabzonspor’a en üst seviyede katkı sunacağının altına şimdiden imza atarım. Tıpkı Galatasraylı Tugay Kerimoğlu’nun İngiltere liglerinde 12 sene sektirmeden oynadığı gibi.

UĞUR ÇİFTÇİ: Sivasspor’da yirmi maç oynayana kadar Trabzonspor’da üç maç oynasın milli takımdadır. Alanını kontrol edebilen ofansif futbolcu özelliği ile çabuk düşünerek hızlı atağa çıkabilen Uğur Çiftçi Nwakaeme’ye de iyi bir patner olarak çok güzel işler yapabilir.

BİR SANTRAFOR DAHA LAZIMDIR Kİ...

Bir takımda öncelikle, bir atana bir tutana bakılır. Kaleci yönünden Trabzonspor’a bir on sene lazım değilken Cornelius’a partner bir santrafor da gereklidir.

Yol uzun sakatlığı var, hastalığı var, cezalı duruma düşme var. Yani içinde her şey var.

YÖNETİM KURULUNDAN BEKLENENLER

Böyle zamanlarda yani ara transfer zamanında iyi futbolcu bulunmaz derler.

Bu olgu her takım için geçerli değildir.

Nice futbolcular alınmıştır.

Değerinin üzerinde para verilmiştir.

Çoğundan da beklenen verim alınmamıştır.

Zaman bu zaman değildir. Belki de bu şampiyonluk Trabzonspor için son bir şanstır ki geleceği garanti altına alalım.

Yani para bulunduğu zaman her zaman iyi futbolcu vardır.

Onun için Trabzonspor şampiyonluk yolunda gölge gibidir. Kendisini takip eden rakiplerinden kaçması için ve de önünde giden rakiplerinin arkalarından inançla koşması için bu eylemler önemlidir.

Hiç bir yerde böyle bir taraftar grubuna sahip takım yokken, bu da Trabzonspor hanesine yazılan bir kazanımdır.

Tüm gözlerin Trabzonspor’un başarısının üzerinde olduğu da bir gerçektir.

Oysa başarı uzun soluklu bir yolculuktur. Şampiyonluğun varış noktası değildir.

Ne zaman oraya vardık, söylenecek tek söz vardır.

Hep beraber bir arada omuz omuza, yağmurunda çamurunda başardık.