Trabzon’u az da olsa seven her insan ömrünün bir bölümünü bu şehre adar. Adamasa, güzelleştirmek için Trabzon ismini dilinden düşürmez. Ola ki bir iş başarıp da bu şehirde güzelliklere imza atarsa bir köşede adının da olmasını ister. 
Trabzon isminin ağırlığı bu yüzdendir.
Hem bu şehrin değeri olmak için burada doğmuş olmaya da gerek yok.. Kültürünü, yapısını, insanını, değerlerini sevmen Trabzonlu olman demektir.
Siyasetçide aynı, iş adamı da, gazetecisi de, vatandaşı da, sporcusu da, yöneticisi de. Ne insanlar tanıdık bu şehre ömrü boyunca uğramayan ama has Trabzonlulardan..

***

Önceki gün Kadir Özcan Tesisleri’nde mutlu olduğum bir haber aldım..
Malumunuz, Akyazı Stadı için verilen Avni Aker, Yavuz Selim Stadyumu, 19 Mayıs Spor Salonu, lojmanların olduğu bina bu yerlerden sadece bir kaçı..
Stadyumu TOKİ yaptığından bu yerlerde TOKİ’ye verildi..

***

Bu mesleğe ilk başladığım andan itibaren bu şehri daha güzel yazabilmek için bazı mit noktalara değinmek istedim.. Görevim amatör spor muhabirliği olduğu için daha çok yereli takip ettim. Örneğin bir maç oynanırken krampona dikkat çekerim, ya da kalecinin bir umut diye rakip kalede gol koklamasına heyecanlanır, atamasa bile o inancı överim..
Futbol bir oyun sonuçta.. Yener yenilir, berabere biter.. Keza salon sporları, hele hele dövüş sporları.. O yenilgi anından maçı kazanan insanları gözlerim dola dola yazarım.. Spordur bu sonuçta, biri yener biri yenilir bunu herkes yazar.. Ben bu havada olmadım olmaya da niyetim yok.. Ruhtur benim için önemli olan,,
***
Bir gün Söğütlü’ye giderken Akyazı Stadı’nı gördüm.. Uzun uzun düşündüm hayaller kura kura. Sonra Yavuz Selim Sahası’na geldim.. Oradan da Avni Aker’e baktım.. İçimden “Hey gidi koca çınar.. Kimi insanın sevinci oldun, kimisinin üzüntüsü yeni bir macera için yıkacaklar seni.. Ama seni kurtardılar ha Yavuz Selim hadi yine iyisin diye kendi içimden söyleniverdim.” Ayrılırken geriye baktım ve aklıma bir proje gelmişti. İşten çıkıp kalem kağıdı elime aldım kaba taslak çizmeye başladım..
***
Başlıkta, alın size fırsat diye söylediğim noktaya geleyim..
Bu şehirde Atatürk Alanı kadar Avni Aker’in yolu bilinir.. Hatta Avni Aker’in ara sokakları, Atatürk Alanı’nın ara sokaklarından daha fazla bilinir. Hal böyleyken buraya yapılacak kapsamlı proje ile burası daha da fazla canlandırılabilir..
***
Projem şuydu..
Avni Aker’in yerini kültür merkezi yapalım.. Ama bu kültür merkezi çok lüks olsun. 10-15 kat bile olabilir.. Otel gibi mesela.. Düğün bile yapılsın içerisinde ancak tiyatro ve toplantıların olmadığı günlerde.. Evet evet tiyatro salonu, hatta sinema salonu.. Trabzon’da kongre turizmi yapabilecek bir konseptimiz yok mesela, onun da olması gerekir. Bu bölge değerlerinin sergilendiği bir alan, yöresel kıyafetlerin satıldığı yerler, en üst katı da teras olsun.. Kocaman bir teras denizi görebilecek bir mekan.. Hem TS Clup’da oradan kalkmaması gerekir çünkü insanımızın ayağı alıştı.. Ve dahi sayamadıklarım da cabası..

***

19 Mayıs Spor Salonu’nu yıkar, Yavuz Selim Sahası ile birleştirir 4 tane dikey vaziyette saha yapılsın.. Yıkılan 19 Mayıs Spor Salonu da lojmanların yanında FODİK diye tabir edilen boş araziye taşınsın.. Giriş katında basketbol, hentbol ya da voleybol oynanabilecek alan, onun altında amatör futbol takımlarının soyunma odaları, en üst katta ise judo, eskrim, karate, ve sayamadığım kadar çok olan spor faaliyetleri yapabilecek kadar bölmeli salonlar.
Tüm bu kompleksin etrafına da koşu pisti.. Tabi bunları yaparken de ağaçlandırması, parklaşması için de elden gelenin fazlasını yapmak farz..
Yazının başında diyordum ya ahde vefa diye.. İsim geçsin diye..

***

 Siz bu projeyi yapın..
Cumhurbaşkanının, Başbakanın, Trabzon’un bakanlarının, Trabzon milletvekillerinin, il ilçe belediye başkanlarının, hatta il parti başkanlarının heykellerinin dikilmesi için para toplama kampanyasını başlatmak için ilk hamleyi ben yapacağım. Bu kadar değerli olan yeri rant olarak değil de bu şehrin duasını almak için yaparsanız çok büyük iş başarmış olursunuz..
Benden söylemesi..