Ali Cavit Çelebioğlu, Kafkaslar’dan göç eden Gürcü kökenli bir ailenin en büyük çocuğu olarak 5 Mart 1926 tarihinde Balıkesir’in Balcıdede Köyü’nde dünyaya geldi. Cumhuriyetin yeni kurulduğu ve modern bir ülke kurma heyecanının en yoğun olarak yaşandığı bu yıllarda o da yaşıtları gibi yoktan var etme başarısını göstermeye gayret ederek hayata atıldı. İlkokulu Hendek’te, ortaokulu ise Gönen’de bitirdi. Oğlunu parasız yatılı okutmak için okul arayan ve Bandırma Hava Üssü’nde memur olan babası Nuri Çelebioğlu sayesinde havacılıkla tanışır ve Astsubay Meslek Okulu’na yazılır. Ardından Eskişehir Hava Okulu’ndan 1945 yılında çift motorlu uçak pilotu olarak mezun olur.

Kütahya, Diyarbakır, Ankara, İzmir gibi yerlerde görev yapar. Zorunlu hizmetinin bitmesiyle henüz 28 yaşında Hava Kuvvetleri’nden ayrılır. İlk önce bir otobüs firmasında, sonra da ünlü Amerikan havayolu şirketi Pan Am’da çalışmaya başlar. O yıllarda havalimanlarında yer hizmeti veren herhangi bir şirket olmadığı için, buna ihtiyaç olduğunu anlar ve 10 metrekarelik bir büroda bir masa ve birkaç koltukla, 1 Şubat 1958’de şirketini kurar. O yıllarda devlet tekelinde olan yer hizmetleri işini yapabilmek için çok uğraş verir.

Aynı tarihlerde Türkiye’de sadece İstanbul ve Ankara Havalimanları faal olup, havayolu yolcu taşımacılığı yapan tek şirket olan Türk Hava Yolları’nın da uçak sayısı 33, taşıdığı yolcu sayısı da 394 bin 212 kişidir.

Ali Cavit Bey, yer hizmetlerinin bir iş ve uçuş güvenliğinin temeli olduğunu kanıtlamaya çalışırken, bir yandan da müşteri arıyordu. Türkiye’nin NATO’ya girmesiyle açılan Amerikan askeri üslerine gelip giren askeri uçaklar Esenboğa Havalimanı’nda ilk müşterilerini oluşturur. Ekipmanı bir merdiven, personeli beş kişiden oluşan şirketin küçük yeri hem çalışma, hem soyunma, hem de yemekhane görevini görmekteydi.

Cavit Bey’in çalışkanlığı ve iradesi asker kökenli olmasından kaynaklı disiplin ve titizliği, hukuktan gelen kurallara saygısı onun işinde başarılı olmasını sağlayan önemli etkenlerdi.

Sektör büyüdükçe, onun şirketinin yaptığı işler de büyür, işi de sadece uçağa merdiven dayamaktan farklı konumlara evrilir. Onun başarılı olması berberinde rakibini yarattı ve 17 Mart 1958’de yüzde 92.6’sı THY sermayesi olan Uçak Servisi A.Ş (USAŞ) kuruldu. Eşitsiz mücadeleye rağmen Cavit Bey yılmadı direndi ve yenilmedi. (Daha sonraki yıllarda USAŞ’tan başka Turhol ve Türk Ekspres adlı şirketler de kuruldu.

1974’e gelindiğinde bir yönetmelik değişikliği olur ve bu iki şirket mal varlıklarını USAŞ’a devrederek sektörden çekilirler. USAŞ ise 1991’de Havaalanları Yer Hizmetleri A.Ş kısaca HAVAŞ adını alır. ) 1960’da Engin Güntel ile evlenen Cavit Bey avukat olunca şirketini eşine devredip davalara da girmeye başlar. 1965 seçimlerinde Adalet Partisi’nden Balıkesir milletvekili adayı olur ama kaybeder.

1963’te oğlu Can, 1966’da da kızı Canan dünyaya gelir. Yeşilköy’deki trafik artınca 1969’da Çelebi Hava Servisi’nin İstanbul Şubesi açılır.

Cavit Bey, 1982 yılında vefat ettiği sırada Can 20, Canan 17 yaşındaydı. Merkez İstanbul’a taşınır ve Can Bey ve Canan Hanım işin başına geçer. Şirketin sektörde barınamayacağı dedikodularının yanı sıra devlet bürokrasisinin tavır takınması işleri zora soksa da iki kardeş birlikte yeni ve önemli başarılara imza atarlar.

1991’deki THY ve HAVAŞ’taki grev işlerine yarar ve yeni işler alırlar. Şirket giderek büyür ve 1984’te Çelebi Hava Servisi A.Ş adını alır. 1995’te ise Çelebi Havacılık Holding kurulur. Şirket 1996 yılında halka açılır ve hisselerinin yüzde 15’i halka arz edilir. 2003 yılında Antalya Havalimanı Dış Hatlar 2. Terminal ihalesini Kazak ortağıyla kazanırlar.

Ardından gıda sektörüne girildiğinde bu şirketler de Çelebi Holding A.Ş çatısı altında toplanır.

Türkiye’de halen 31 istasyonda faal olan şirketin kurucu ve büyük ortağı Çelebi Ailesi (Engin, Can ve Canan Çelebioğlu Tokgöz) İspanyollarla stratejik ortaklık kurar. Daha sonra Actera Gurupla ortak olan Çelebi Gurubu, 2006’da önce Macaristan Budapeşte’de, daha sonra Almanya Frankfurt, Tanzanya Darüsselam ve Hindistan Ahmetabat, Mumbai, Delhi, Haydarabad, Bangalore, Kannur, Goa, Cochin ve Chennai, şehirlerindeki meydanlarda yer ve kargo hizmetleri vererek, toplam 40 havalimanında 250’si havayolu olan 300 müşteriye ulaşır.

Kuruluşundan bu yana edindiği gelenek, bilgi, tecrübe, yeni teknolojiye ve insana yatırım yapmaya verdiği önem, esnek ve hızlı olma kabiliyeti, Çelebi Hava Servisi’ni Türkiye’de (Diğerleri Havaş ve TGS) sektörün lideri, Avrupa’da ise en önde gelen yer hizmetleri şirketlerinden biri olma konumuna getirdi. Yerelden çıkarak evrensel çapta 3 kıta ve 5 ülkede, 13 bin kişilik çalışanıyla operasyonlarını sürdürerek merhum kurucuları Ali Cavit Çelebioğlu’nun gözünü arkada bırakmadılar.

Mutlu yarınlar Türkiye’m…

'İSTİKBAL GÖKLERDEDİR’ DİYEN İLK O İDİ

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 85’inci yıl dönümünde andık. Ona minnet, şükran, sevgi ve saygılar sunarken, Allah’tan rahmet diledik.

1881 yılında Selanik’te dünyaya gelen ve 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yuman Atatürk’ü önce asker olarak tanıdık.

1923 yılında Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal’in devlet adamlığı sadece 15 yıl sürdü. Askeri kişiliğini incelediğimizde onun ta o günlerden vatan savunmasında havacılığın ne kadar önemli olduğunu vurguladığı gerçeğini görebiliyoruz. 1925 yılında kuruluşu için bizzat talimat verdiği Türk Tayyare Cemiyeti’nin açılışında yaptığı o konuşmayı hatırlayalım.

Gazi Mustafa Kemal şöyle diyordu; “İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar”. Neredeyse yüz yıl önce söylenen bu sözlerin ne kadar doğru olduğunu, Atatürk’ün ne kadar haklı olduğunu İkinci Dünya Savaşı ve daha sonraki savaşlar bize göstermiştir. Bugün yaşanan savaşlarda hava gücünün fazlaca etkili olduğunu da görmekteyiz.

Havacılığa çok önem veren Atatürk, 8 Haziran 1926’da Bursa’da, Öğretmenler Birliği toplantısındaki konuşmalarında da havacılık konusuna değinerek şöyle der; “Türk ulusunun, hava kuvvetlerimizin güçlendirilmesi gereğini anlayıp değerli yardımlarda bulunması, siyasî uygarlığa erişmesinin en büyük kanıtıdır. Bu alanda ulusa yol gösteren Türk Tayyare Cemiyeti’nin çalışmalarını takdir ederim. Cemiyet’in sabit ve muayyen gelir bulması için yurdumuzun çeşitli yerlerinde yapmış olduğu toplantıların yararlı bir şekilde sonuçlanması için, yurttaşların gayret göstereceklerinden eminim”. Atatürk konuşmasını noktalamadan önce Türk Tayyare Cemiyeti’ne en önemli görevini de şu sözleriyle verir: “... Havacılığın toplum içinde tanıtılıp sevdirilmesinde, aynı zamanda gençliği heveslendirip istekli hale gelmesinde Cemiyet’in çalışması önemlidir.”

Cumhuriyetle yaşıt sayabileceğimiz en önemli kuruluşlarımızdan olan ve daha sonra Türk Hava Kurumu adını alan asırlık bu cemiyet ne yazık ki, son yıllarda siyasetin arka bahçesi olup bir takım art niyetli yöneticilerce adeta yağmalanmış, soyulmuştur. Ölümünün 85’inci yıl dönümünde onun ilkelerini yaşatmakta güçlük çektiğimiz gibi, onun kurdurduğu Türk Hava Kurumu gibi kurumları da gereği gibi yaşatamıyoruz.

Onun ardından nutuk atmak, ağlamak çok da önemli şeyler olmasa gerek

Onun fikirlerini yaşatmak ona karşı yapılacak en büyük saygıdır.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerini gelecek kuşaklara nakledebilmek de bize düşen önemli görevlerdendir. Bizi vatansız bırakmadığı için, bize bağımsızlığımızı kazandırdığı için ve de bize yakışan bir yönetim biçimini bize kayık gördüğü için, onu bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhu şad, mekanı cennet ola.