Mesnetsiz atmayı alışkanlık haline getiren Melih Gökçek bu kez sert kayaya denk geldi. “Darbenin başbakanı ve cumhurbaşkanı için biri erkek biri dişi” diyerek Akşener'i işaret etmişti.
Akşener'in avukatı Feridun Bahşi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yaparak, Gökçek hakkında kamu davası açılmasını talep etti. Dilekçesinde özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kendisinin FETÖ/PDY örgütüyle ilişkilendirilmeye çalışıldığını vurgulayan Akşener, 28 Mayıs 2016 tarihinde Bolu'da yaptığı konuşmasında Başbakan olduğunda hem FETÖ hem de PKK'yı yok edeceğini ifade ettiğini belirtti.
Kendisine “iftira edildiğini” savunan Akşener'in dilekçesinde, şunlar kaydedildi:
“Bu açıklama ve benzeri birçok açıklamadan da anlaşıldığı gibi müvekkil, FETÖ/PDY yapılanmasını, bugün kendisine hakaret edip iftira atanların ‘hocaefendi’ deyip el etek öperek her türlü desteği sağladığı, koca büyükşehir imkanlarını parsel parsel satıp bu örgüte peşkeş çektiği biliniyor” dendi.
Asıl FETÖ/PDY silahlı terör örgütünü en yakından destekleyenin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunun vurgulandığı söz konusu dilekçede müvekkil defalarca televizyon programlarında açıkça “FETÖ ile herhangi bir ilgim veya ilişkim yoktur, bana iftira atılmaktadır’ demesine rağmen bu sözleri sürdürenlerin bir siyasi geleceği karalama talimatı aldığı izlenimi kesindir”
Suç duyurusu şöyle devam ediyor:
“Tüm bu ispata davet açıklamalarına rağmen şüpheli kendi adına açmış olduğu Twitter hesabında müvekkilim Sayın Meral Akşener’in darbecilerle işbirliği içinde olduğu, kendisinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu şeklinde iftira ve ağır hakaret boyutuna varacak derecede twitler yayınlamaktadır.”
Suç duyurusunda Akşener'in, Türk Ceza Kanunu'nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörülmüş bir fiili işlemekle itham edildiği belirtildi. Dilekçede, Gökçek'in, “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 309. Maddesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılacak kadar ağır bir davranış olarak tarif edilen 'darbecilik' taraftarı olmakla itham ederek ağır hakarette bulunduğu, aynı kanunun 125. Maddesinde tarif edilen suçu işleyip hakaret ettiği” savunuldu.
Neyse böyle ucuz salvolar kesin bilgiye belgeye dayanmadan nasıl yapılabiliniyor. ‘Bana şu şöyle dedi’ diye başlayan cümlelerle 79 milyonun önünde nasıl gerçekmiş gibi aktarılıyor. Gerçekten bunları anlamak çok zor.
Bir de Latif Erdoğan denen kişi var. Onun bütün karşıt söylemlerine rağmen hala bu örgütü ters manyalla savunduğu kanaati bende hasıl oluyor.
Bizim bir kulağımız ısırılmadı, kimin hangi amaca matuf bir hamleye sahip olduğunu idrak etme kaabiliyetimiz olmalı.
Benim herkesten ricam belge ve bilgiye dayanmadan hiçbir siyasetçi yek diğerini gelecek siyasi hesaplar üstünden tarümar etmesin. Biz bize bugünlerde çok lazımız.