Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan’ın sık sık “Para yok, pul yok” sözlerini duymak artık taraftarın moralini düşüren bir alışkanlık hâline geldi. Hatta öyle ki, Ahmet Ağaoğlu döneminde bile “Parayı ben ödedim” diyerek geçmişi sorgular hâle geldi. Bu tür açıklamalar, sadece kulübün mali durumunu değil, Trabzonspor’un itibarını da zora sokuyor. Kulübü tamamen züğürt ve sahipsiz bir görüntüye sokmak, ne geçmişe ne de bugüne yakışır. O zaman yapılması gereken çok açık: Ya yeni ve güçlü bir yönetim oluşturulur, ya da kenara çekilip kulübün önünü açarsınız. Trabzonspor sahipsiz kalmaz; dün kalmadığı gibi bugün de yarın da sahipsiz kalmayacaktır! Geçmişte başkanlara olduğu gibi size de teşekkür edilir, emekleriniz için şükran sunulur. Ama koca kulübü “itibarsızlaştıran” sözlerle yıpratmaya gerek yok. Trabzonspor, sözlerden ve olumsuz ifadelerden çok daha büyük, çok daha güçlü bir camiadır. Kulübü yüceltmek, eleştirmek değil; yapıcı adımlar atmakla olur. Trabzonspor’un değeri, hiçbir zaman “para yok” söylemleriyle ölçülemez.

TRABZONSPOR’UN

TA KENDİSİ

Trabzonspor’un teknik direktörlük misyonu açısından şu anda tek gerçek alternatif Fatih Tekke’dir.

Seveni de sevmeyeni de, camia olarak Tekke’ye sahip çıkmak zorundadır. Galatasaray maçında bunu bir kez daha gördük: Takım sahaya taş gibi bir ekip olarak çıktı. Sabır gösterildiği takdirde, çok daha sağlam ve istikrarlı bir Trabzonspor izlememiz kaçınılmazdır. Kendisinin de dediği gibi, Trabzonspor

neden Avrupa’da final oynamasın? Pekâlâ oynayabilir. Bu noktada şunu net olarak vurgulamak

gerekiyor: Fatih Tekke’siz Trabzonspor’un yarını yoktur. Taraftar, yönetim ve camia olarak

Tekke’ye destek vermek, sadece bir tercih değil; kulübün geleceğini güvence altına almak demektir.

Trabzonspor, doğru teknik adamla hem sahada hem de Avrupa arenalarında hak ettiği yerde olmayı hak ediyor. Fatih Tekke, o doğru isimdir.

SİZ DE BIRAKIP

GİTMEDİNİZ Mİ?

Uğurcan Çakır’a yapılan muamele tam anlamıyla bir ahlaksızlıktır. Bir kesim taraftar, “Niye Trabzonspor’dan Galatasaray’a gitti?” diyerek halen kendisine ağıza alınmayacak sözlerle saldırıyor.

Unutulmamalıdır ki, Uğurcan Çakır, Trabzonspor’un şampiyonluk yolunda olağanüstü katkılar sağladı.

O sezon, lig ortalamasının çok üzerinde kurtarışlar yaptı. Giderken de kulübe ciddi bir gelir

kazandırdı. Üstelik ahlakı ve efendiliğiyle Trabzonspor’daki dönemi boyunca örnek bir oyuncu olarak dikkat çekti. Sözleşmesi henüz bitmemişken, yeni anlaşmayla kulübe tarihinin en büyük parasını kazandırdı. Şimdi bu sözleri hakaret eden taraftarlara sormak gerekir: Siz de bu şehri bırakıp İstanbul’a yerleşmediniz mi? Ya çocuğunuzu okutmak için, ya da para kazanmak için Trabzon’dan

ayrılmadınız mı? Ayrılırken, size kimse küfür etti mi? Olayın bir diğer trajikomik yanı da

şu: Trabzonspor icraya düşünce kimse cebinden 100 TL katkı sunmuyor, ama hakarete sıra gelince herkes ortaya çıkıyor. Uğurcan, Trabzonspor’a hem şampiyonluk getirdi hem de para kazandırdı

bunu bilerek hareket etmek gerekir. Buna rağmen hakareti hak edecek bir şey yapmadı.

Peki, siz bu küfür hakkını nereden alıyorsunuz? Trabzonspor taraftarı, sevgi ve saygı temelinde hareket etmediği sürece, hem kulüp hem de oyuncular hak ettiği değeri göremez. Uğurcan Çakır ise her yönüyle örnek bir profesyoneldi ve bunu kimse göz ardı edemez.