Övülmesi gereken olayı, fikri veya  insanı övmek; yerilmesi gereken meseleyi, düşünceyi ve de kişiyi yermek yazarlığın şiarıdır.

Niçin böyle bir cümle ile giriş yaptım yazıma? Bugün iş ve işlemleriyle övgüyü hak eden bir şahsiyeti gündemleştirmek istiyorum. Yıllar evvel Trabzon'da çalışırken teyzeoğlu Başbakan olduğu halde sıradan bir öğretmen gibi bizlerle münasebet kuran bir arkadaşımızdan bahsedeceğim.

Açıkçası birçoğumuzun teyzeoğlu Başbakan olsa hem havamızdan geçilmez hem de bizimle eşit olan mestektaşlarımıza karşı duruşumuzda bir kibir peyda olurdu. O hiç duruşunu, davranış biçimini değiştirmedi. Belki beş altı yıl öylesine düz öğretmen olarak mesleğini icra etti. Sonra Samsun Yurtkur Bölge Müdürlüğü'nde vazife üstlendi. Bilahare Yurtkur Genel Müdürlüğü'nde Genel Müdür Yardımcısı oldu. Bu seyrusefer gayet doğal, gayet hakkaniyete uygun gerçekleşmiştir. Kurallar ve yasalar çiğnenmeden bir yükselme gerçekleşmiştir.

Bir insanın kişiliği, yükseklere çıktıkça mütevazılığını sürdürüp sürdürmemesiyle ölçülür. O, hep tevazusunu korudu. Kendisine bir işimiz düştüğünde telefonlarımıza duvar örmedi. Yasal çizgiler üstünden yürüyen her talebimize yardımcı oldu, oluyor.

Örneğin benim kızım Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı. Aynı bölümü canciğer arkadaşım olan Akif beyin kızı da kazandı. Çocukların yurt meselesi için kendisini aradım. Bana takip etmemiz gereken yolları gösterdi. Kendisinden ricam iki kızımızın aynı yurda düşmesinin sağlanmasıydı. Açıkçası aldıkları puanın eşit olması, aile imkanlarının da benzer olmasının avantajıyla yasalara uygun bir şekilde bize yardımcı oldu.

Dün Erzurum'a yurtları görmeye gittik. Bizim çocuklar yeni açılan bir yurda düşmüştü. Yurtları yerinde gördük. Şu kadarını söyleyeyim "Ak Partı uzun yıllardır neden iktidarda" sorusunun yanıtını aldım. Mükemmel ötesi imkanlarla tezyin edilmiş bu yurtlar; iki ve üçer kişilik odalardan mürekkep, banyosu, tuvaleti içeride şekilde, dolaplarıyla, çalışma masalarıyla ve de sosyal donatı imkanlarıyla dikkatimi çekti.

Yurtların bu konuma ulaşmasında arkadaşım Cumhurbaşkanı'mızın teyzeoğlu Recep Ali Er'in büyük katkısı olduğunu biliyorum. Çünkü teyzeoğlunun hassasiyetlerini iyi bildiği için işinde savsaklama yapması mümkün değil.

İsmetpaşa İlköğretim Okulu'ndan Yurtkur Genel Müdürü Yardımcılığı'na ulaşan Recep Ali Bey bizim bildiğimiz yapısını hiç deforme etmemiş. Kendisinde bir gurur, bir kibir, eski dostları unutuş gibi arızi emereler yok. Böyle insanlara her şey yakışıyor. Siyaseten eleştirenler her dönem tatminsizdir. Onları halleriyle başbaşa bırakıyorum.

Teşekkür ederim Recep Ali Er Bey...

Yolun, bahtın, şansın açık olsun.