Ridaniye Muharebesi'ni bilmek bugün önemli bir zaruret halini almıştır. Zira Suriye topraklarında devam eden Fırat Kalkanı harekatı çok uzun diş sıkmaların ardından kararlaştırılmış elzem bir hamledir.
Fırat Kalkanı, açıkça belirtelim ki Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra Türkiye'nin karar verdiği en doğru karardır.
Ridaniye savaşını kısaca bir gözden geçirelim.
Mercidabık Muharebesi'nden sonra Memlûk Sultanlığı'nın başına geçen Tomambay; Osmanlı hakimiyetini kabul etmediği gibi, barış teklifi için gelen Osmanlı elçisini de öldürtmüştü. I. Selim, ordusuyla birlikte Sina Çölü'nü 13 gün içinde geçerek, Ridaniye'de Memlûk Ordusu ile karşılaştı.
Ridaniye'de yeni Memlûk Sultanı Tomanbay, Venedikliler'den top ve silah alarak kuvvetli bir savunma hattı kurmuştu. Memlûk Ordusu'na, El-Mukaddam Dağı'nın etrafını dolaşarak güneyden saldıran I. Selim, bu manevra sayesinde Memlûk Ordusu'nun yönleri sabit olan toplarını etkisiz hale getirdi.
Memlûk Sultanı Tomanbay, çok büyük çabalarla yaptığı savaş hazırlıklarına rağmen, 22 Ocak günü Ridaniye Muharebesi'ni kaybetmekte olduğunu anlayınca en cesur askerleri ile bir birlik kurup Osmanlı komuta merkezine bir baskın düzenledi. Sultan Selim'in otağı sandığı veziriazamın çadırına girdi ve Veziriazam Sinan Paşa öldürüldü. Bu suikast baskınının da istenen hedefi bulmaması sonucu, Tomanbay savaş alanından çekildi. Böylece 22 Ocak 1517'de Ridaniye Zaferi kazanıldı.
Ridaniye Muharebesi çok kesin bir sonuç vermekle beraber savaşının stratejik hedefi olan Mısır'ın fethi hemen mümkün olmamıştır. Çünkü Memlûklular büyük bir direniş göstermişlerdir. Kahire'yi hiç zayiat ve şehrin sosyal ve ekonomik hayatına zarar vermeden ele geçirmek niyetiyle 25 Ocak'ta Selim direniş göstermeden teslim olan bütün Memlûkluların affedileceğini ilan etmişti.
Fakat Tomanbay ve ona yakın Memlûklu komutanları gerilla tipi direniş organize etmeye başladılar ve bu nedenle Kahire ancak üç gün süren çok şiddetli sokak savaşlarından sonra ele geçirilebildi ve şehir kısmen yıkıldı ve binlerce kişi öldü. 4 Şubat'ta I. Selim törenle Kahire'ye girdi. Memlûklular, Yukarı Mısır'da direnişe devam ettiler. Fakat fazla zaman geçmeden Osmanlı güçleri bu direniş merkezlerini bertaraf edip Tomanbay'ı yakalamayı başardılar. Tomanbay, 13 Nisan'da Kahire kale kapısında asılarak idam edildi.
Bu zaferle birlikte Memlûk Sultanlığı tarihe karışmış, Halifelik Osmanlılara geçmiştir. Mısır'daki kutsal emanetler İstanbul'a getirilmiştir. Osmanlı Devleti, Baharat yolunun tek hakimi durumuna yükselmiş ve Hint Okyanusu'na açılmıştır.
Bugün de Türk milletinin vazgeçemeyeceği kadar önemli hedeflerini barındıran Suriye, İsrail ve Mısır toprakları alınamasa bile araya şeytan sokulmasına mani olunacak şekilde tahkim edilmelidir.
Yapılan da budur.