Adı futbol.

Bu işler de var.

Sturridge 60 dakikada sahada.

Demek ki sakat değil ki kadroda.

Ekuban kulübede.

Dakika 70 Ekuban sahada.

Bu dakikaya kadar 10 kişi oynuyorduk, şimdi 11 kişi oynuyoruz.

Demek ki 68 dakika kadro derinliğimizi sahaya yansıtamadık.

Önde olmak mutlaka önemlidir. Önemli olduğu kadar da korumak önemlidir.

60 dakikayı Ekuban’sız heba ederseniz, sonucunda bedel ödemek elzemdir.

Ve de bunun hesabını verdik.

Kendimiz ettik kendimiz bulduk demiyorum Hüseyin hoca.

Kadro anlayışın rakibin direncini arttırırken oyun kurgumuzu anlayamadık. Lakin Beşiktaş’ın ne oynadığını gördük.

Bakınız son 15 dakika, hatta 20 dakika nasıl oynadık!

60 dakika neden oynayamadık?

Cevabı sende duruyor Hüseyin hoca.

Kadro kırılganlığını yaşarken, bu maçın da başı ve sonucu belliyken sebepleri anlayan insanı üzüyor.

İşte Ekuban hoca.

Bir adam takımın kaderini değiştirebiliyor ve de takımını ipten alabiliyor.

Şimdi bir şey sormak isterim.

Bir futbolcu ki istediğin zaman antrenmana çıkacak istediğin zaman çıkmayacak, yönetime hocasına sormadan Avrupa’ya gidecek, yıldız futbolcu diye ilk onbirde görev alacak ve de takıma katkı sunacak.

Yok böyle bir şey.

Örneği de yoktur.

Trabzonspor kulübünün kadrosunda böyle bir futbolcu olacaksa eğer, üstü açık bir limuzin de gereklidir. Neden gerekli olduğunu soracaksınız eğer, Antalya film şenliği içindir.

Bari orada gezdirelim. Trabzonspor’un reklama ihtiyacı varsa bu kulvarda ondan böyle yararlanalım.