Kayseri -Trabzonspor maçı bu sözün özünde başladı. Teknik kadro, oyuncular hatta seyirciler, sahadaki mücadeleye Fair-Play ölçülerinde  ''Evet'', hırçınlığa, taşkınlığa ''Hayır'' dediler. Çok güzel görüntülere tanık olduk.
''Sonuç önemli değil, dostluk kazandı'' deriz ya tam öylesine bir maç izledik.
 Tolunay ve Şota'nın dostlukları Trabzon'da, Trabzonspor'da başladı. Bu dostluk tüm sevecenliği ile devam ediyor. Paydaları, Trabzonspor, Kayserispor ve aileleri. Bu maçtaki payları ise sahadaki futbolcularının becerilerinde ya da kimin havası iyi ise onda saklı. Kim daha iyi futbolcu idi ya da bugün kim daha iyi antrenör. Bunun ne önemi var. Bu sorunun yanıtı bugüne değin yakaladıkları başarılarında gizli.
Trabzonspor Avrupa kupalarına veda ettikten sonra artık Hasan Doğan Sezonu’nda amaç şampiyonluk. Bunu niçin söylüyorum. Yönetimin bu konudaki inancını bilemem ama ben Şota'nın zekasında ve gözlerindeki pırıltıda bunu gördüm. Büyük bir güç olan taraftarı  bu heyecana ortak edebilir ise neden olmasın?..
Maç öncesi, Trabzonspor ligdeki konumu itibari ile bir adım önde. Kayserispor ise yeniden yapılanmanın sancılarını çekiyordu. Maçın başlaması ile birlikte  Trabzonspor oyun olarak daha etkin gözüktü. Ancak atak zenginliğini gole döndürmede, orta alanda yer alan özellikle Mbia’nın kötü gününde olması büyük etkendi. Katı Kayseri savunmasının kilidini, son dakikalara doğru Cardozo, Marin ikilisi çözdü.
Trabzonspor topladığı 10 puan ile ''Yarışta ben de varım'' dedi.