Ligde kabus dolu günler yaşayan, alınan yanlış kararlar ve yapılan hatalar nedeniyle bu sezon istikrar kazanamayan Fenerbahçe'de Trabzonspor'a sataşarak gündem yaratma çabaları devam ediyor. Fenerbahçe’de dün gerçekleştirilen Yüksek Divan Kurulu Toplantısı’nda konuşan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, "Takımımızı silkeleyip bu kötü gidişata dur diyemedik, orada biz hatalıyız” sözleriyle başarısızlığını kabullendi. Taraftarca her gün istifaya çağrılan Ali Koç, hedef şaşırtmak ve camianın dikkatini dağıtmak için yine Trabzonspor'u hedef aldı.
Toplantıda konuşan Ali Koç, Aykut Kocaman'ın gönderilmesiyle ilgili "Son 2 sezonda şampiyonluk avucumuzun içinden kaçtı. Bu iki sezondan birinde şampiyon olsaydık çok farklı olurdu" diyen Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, "2018/19 sezonunda dönüp baktığım zaman belki de o zamanki hocamız sayın Aykut Kocaman'ı görevde tutup bir sezon daha devam etmek daha doğru karar olabilirdi. Çok fazla taşı yerinden oynattık. Ancak hatalarımızı başkasına yüklemedik" diye konuştu.
Fenerbahçe Spor Kulübü’nde tarihe geçmiş pek çok önemli olayın olduğunu dile getiren Ali Koç, “Bunların en önemlisi de 27 Aralık 2021 tarihi olacaktır. Zira bu tarih Fenerbahçelilerin hiçbir zaman unutamayacağı önemli, değerli bir gün olarak geçecektir. 27 Aralık 2021 tarihi bu vatanın bir parçasıyım diyen herkesin hatırlaması gereken bir gün olacaktır. Bu tarih, bir milleti, bir terörist çetesine karşı uyandıranların olduğu tarihtir. Hukuksuzluğa karşı hukukun kazandığı gündür. 10 yıl boyunca olduğu gibi tarih bir kez daha tüm Fenerbahçelileri haklı çıkarmıştır. Tüm Türkiye’nin de şahit olduğu gibi en zor şartlardan geçip en ağır mücadeleye girerek elde ettiğimiz 2010-2011 yılındaki şampiyonluğumuz hedef alınarak kulübümüzün, Cumhuriyetimizin tüm değerlerini önceki başkanımız Aziz Yıldırım’a, eski yönetim kurulu üyelerimize davadaki diğer arkadaşlarımıza varlığımıza, bütünlüğümüze yapılan FETÖ saldırısı 27 Aralık’ta son bulmuştur çok şükür” dedi.
ŞİKE YAPAN AZİZ YILDIRIM'A TEŞEKKÜR ETTİ
Ali Koç, Trabzonspor'un çalınan şampiyonluğu döneminde başkanlık koltuğunda oturan Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’yi savunan taraftara sonsuz teşekkürlerini ileterek, “O dönem masumiyet kalibresi hiçe sayılarak dosyadaki gizlilik kararı görmezden gelinerek bir kısmı firari, bir kısmı hapiste olan emniyet, yargı ve medya mensupları Fenerbahçe’yi sistematik olarak suçladılar. Günlerce, haftalarca, aylarca iftiralar attılar, medyaya sistematik servis yaptılar. Tüm bu sistematik yapıya karşı devletin tüm gücünü arkasına alan medyaya istediğini yaptıran, bu güce karşı yıllarca süren mücadelemizin zaferler taçlanmasıyla Fenerbahçe'mizin tertemiz olduğu ortaya çıkınca sanki hiçbir haber değeri yokmuş gibi medyamız görmezden geldi. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak sırf bu sebeple ‘Fenerbahçe şike yaptı’ diye yazan, çizen, konuşanların inadına Yargıtay kararımızı pek çok gazeteye ilan olarak verdik. Verdik ki iftiracılar gerçeklere mecbur kalsın Fenerbahçe’nin haklılığı yüzlerine tokat gibi çarpsın. Yargıtay kararı sonrası ilk gün ‘şimdi hesap vakti’ dedik. Fenerbahçe’nin hesap vaktinde maddi manevi herkes bu işin hesabını verene dek peşinde olacağız. Hesap vaktinin ilk adımı olarak en önemli başlıklardan birini olan TFF’ye tazminat davamızla ilgili konuşmak isterim. Ne yazık ki son dönemde şahsıma ve yönetimime yapılan bezdirme, yıpratma politikaları, algı operasyonlarının bir tanesine bunu eklediler. Yok yanlış açmışız, şöyle yapmışız diye. Bu bildiğiniz üzere çok uzun kapsamlı bir çalışmanın sonucu olarak Fenerbahçe’nin UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkının 3 Temmuz sürecinde dönemin TFF’si tarafından engellenmesi hatta gasp edilmesi neticesinde Fenerbahçe’nin uğramış olduğu zararların tazmini için mahkemede tazminat davası açtık. Bununla beraber niye bu kadar düşük rakamla açtınız dediler. Hulusi Belgü zihniyetindekiler atlamış, uçak yolcuğu demek ki o kadar uzun değildi. Elbette bu davada talep edilen tutar Fenerbahçe’nin uğradığı zararları karılamaya yetmeyecektir. Fakat hesaplanan ve hiçbir şekilde tartışma konusu olamayacak kesinlikle olan kalemleri tespit ederek, talep artırımında bulunma hakkımızı daima saklı tutarak asgari bir tutar belirledik. Bizim itibarımız, marka değerimiz, imajımız, gerek ülkemizde gerek Avrupa futbolunda yerle bir edildi. Borsa değerlerimiz çöktü ama ne yazık ki mevcut hukuk sisteminde bunları tazmin etmenin ne yazık ki mümkünatı yok” diye konuştu.
MEMNUNİYETLE KARŞILADIK
Davaların hukukçular tarafından yürütülen uzun ve kapsamlı bir çalışmanın ürünü olduğunu vurgulayan Ali Koç, “Sadece Fenerbahçe Spor Kulübü bünyesinde bulunan hukukçular değil, hem kıymetli akademisyenlerden ve avukatlardan oluşan çok geniş bir yaklaşımdan bahsediyorum. Bunu bahsederken şu kişiyi bu kişiyi dahil etmediniz diyebilirsiniz. Bu konuda da sonuna kadar biz itimat etmenizi sizden diliyorum. Son dönemde bugünlerde yargılama süreci devam ederken, bu davayla ilgili camiamızın bazı mensupları tarafından çeşitli yorumlar değerlendirmeler yapıldığını görüyoruz, takip ediyoruz. Hukuk yargılamalarında görüş farklılıkları mevcuttur ancak devam eden bir davayla ilgili böylesine kesin hüküm veren fikirler yapılması son derece tehlikelice yanlıştır. Dün, Yargıtay kararı ardından kendilerinin atacak adımlarla ilgili önceki Başkan Aziz Yıldırım’ın bazı açıklamalarını takip ettik. Okuduklarımızı memnuniyetle karşıladık. Yalnız bazı üyelerimiz de ifade ediyorlar; bizler birbirimizi yedikçe, kavga ettikçe, birbirimizi başkalarının önüne attıkça, sosyal medya ortamında kulübü hedef aldıkça, bazı şeylerde muvaffak olmamız çok zordur. Bu davada göreve geldiğimiz süre boyunca Aziz Yıldırım ve ekibiyle, avukatlarıyla ortak bir şekilde çalışmayı beraber hareket etmeyi, kulübümüz menfaatleri için önemli bulduk, hamlelerimiz oldu. İstediğimiz noktada muvaffak olamadık. Burada Şekip Mosturoğlu’na ayrı parantez açmak isterim. Kendisi Fethi Pekin ile olan şahsi istişarelerde bulundu. Özellikle son geldiğimiz noktada tazminat davası ile ilgili daha fazla istişareler oldu. Ama görüyorum ki, biz kendi kendimizi, kendi bindiğimiz dalı kesiyoruz. Fenerbahçe’nin uğradığı zararların tazmini için sonuna kadar kişisel problemleri bir yana bırakıp kenetlenip kişiler ev kurumlar ayrı demeden bu mücadeleyi topyekun beraber vermemiz lazım. Önceki başkanımız kendi kulvarında, Fenerbahçe Spor Kulübü kendi kulvarında gitmeyle en iyi sonuca varmamızın mümkün olmadığını, bu yönde bizim her daim beraber çalışmaya açık olduğumuzu belirtmek istiyorum. Yoksa bizler kaybedeceğiz. Akıl akıldan üstündür, hepimiz bu geminin içindeyiz, davanın parçasıyız anlayışıyla hareket etmediğimiz takdirde bu konuda gol yeriz. Aman onlar kendi yolundan gitsin, hata yaparlarsa vururuz anlayışı fayda sağlamaz. Fenerbahçe Spor Kulübü derinden ve dibinden bu süreç içinde etkilenmiştir. Ekonomik açıdan, finansal açıdan, itibar açısından etkilenmiştir. Rekabetçilik açısından etkilenmiştir. Bu süreç sonrasında kaç şampiyonluğumuz var. Bizi geçen rakibimizin kaç şampiyonluğu var. Kişisel sorunları geride bırakalım ve hep beraber hareket edelim” ifadelerini kullandı.
28 ŞAMPİYONLUK İDDİASI BİTMİYOR
Türkiye Futbol Federasyonu’na iki tane başvuruları olduklarını ifade eden Ali Koç, “Birinci başvuru Süper Kupa’nın tekrar oynanması yönünde. Bunu da federasyonun olumlu yaklaştığını, oynanırsa rakibimiz olacak Beşiktaş’ın sıcak baktığını onaylanacağını ümit ediyoruz. İkinci başvurumuz resmen tescillenen şampiyonluğumuz odağında şampiyonluğun kendisinde olduğunu hala ısrar eden ve buna ilişkin açıklamayı resmi internet sitesinde yayınlamaktan imtina etmeyen kulübe dair adım atmak zorunda kaldık. Bu bilginin düzeltilmesi hususunda başvuru yaptık. Buradan 27 Aralık günü yaptığım çağrıyı söz konusu kulübe söylüyorum; hak etmediğiniz bir kupa için FETÖ söylemlerinin yanında mı olacaksınız, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanında mı olacaksınız? Buna karar vermeniz gerekiyor. Hem öyle hem böyle olmaz. Tarafınızı seçin bu kupa her anlamıyla her haliyle bizimdir, bize kalacaktır, bizim müzemizdedir. UEFA, CAS hiçbir şey bu konuyu değiştirmez. Artık bununla yüzleşin. Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanında olduğunu söyleyin. TFF’ye bir konuda daha başvurumuz var. O da 28 şampiyonluğumuz ile ilgili başvurumuz. Neredeyse 1 sene geçti bu da kapsamlı bir çalışmanın sonucu başvuru. Konuyla ilgili başka kulüplerinde başvurusu söz konusu. Biz o dönemde acele etmeyin, inceleyin, komisyon oluşturun dedik. Bunu etraflıca inceleyin önerilerinde bulunmuştuk. Acele etmeyin dedik ama bu kadar da yavaş kalın demedik. Bu konuda da kararlarını bekliyoruz. Acil demesem de olumlu olumsuz karar çıkması gerekmektedir. Burada söz konusu tarihten önceki şampiyonlukları lig formatlarını saymamak hem Türk futboluna hem Türkiye Cumhuriyeti devletine sahip çıkmamak demektir. İnşallah olumlu karar çıkar” dedi.