Çoğumuz gençlik yıllarımızda gittiğimiz “Rambo” filmlerindeki sahnelerin günlerce etkisinde kalır, seyrettiğimiz sahneleri, defalarca aynı heyecanla bulunduğumuz ortamlarda tekrar tekrar anlatırdık. Oysa gördüklerimiz Amerika’da Hollywood stüdyolarında zahmet çekilmeden çekilen kurgu ve senaryolardan ibaretti. Vücutları özel vitamin hapları ile şişirilmiş ne kadar ahlaksız ve pespaye adam varsa karşımıza kahraman olarak çıkarılır, ismi konulmadan Amerika’nın reklamı yapılarak beyinlerimiz adeta daha o zamanlarda yıkanırdı! Hayran olduğumuz bu sahnelerin kahramanlarını çıkaran devletlere de hayranlık duymaya başlardık! Zaten bu tür filmlerin amacı da buydu!

Ama gelin görün ki bu film sahnelerini aratmayan ve tamamen gerçek olan ve altında Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin özel birimi olan “Bordo Berelilerin” imzası bulunduğu onlarca operasyon vardır! Bunların en önemlilerinden biride geçen hafta 10 Şubat 2021 gecesi, saat 02.55 sıralarında, Kuzey Irak’ın dağlık “Gara bölgesinde” gerçekleştirilmiş olanıdır.

Devlet uzunca bir süreden beri, pusu kurularak, yol kesilerek, izin dönüşü ya da görev dönüşü kahpe PKK’lı ermeni katillerince çeşitli zamanlarda kaçırılıp rehin alınan 13 görevlisinin izini sürmekteydi. Nihayetinde bu görevlilerin Kuzey Irak’ın Gara dağlık alanında, özel yapılmış, ulaşılması ve girilmesi imkânsız olan bir mağarasında tutulduğu istihbaratını alan devlet, bütün unsurları ile buraya, “Pençe Kartal-2 harekâtı” adında bir operasyon kararı alır. Sınırımızdan 35-40 km derinlikte olan bu dağlık bölgeye önce Bordo Bereli timlerimiz sabahın, 05.45 gibi erken saatlerinde bir indirme harekâtı planlar. Dikkat çekmesin diye pilotlarımız bölgenin direk Türkiye tarafından değil, güney tarafından hedeflerine yönelirler. Tam mağaranın bulunduğu bölgenin yakın yerine helikopterden iple indirme yapılırken nöbet tutan PKK’lı katillerin ilk ateşinde; Piyade komando Yüzbaşı Ertuğ Güler, Muharebe komando Yüzbaşı Burak Coşkun ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Harun Turhan şehit edilir. Bu andan itibaren filmlerdeki sahnelerde bile görülmeyen bir boğuşma-vuruşma başlar. Bordo berelilerimizin hedefi 13 vatan evladını kurtarmak, baskın yiyen canilerin hedefi ise bu kahramanları rehin olarak kullanıp canlarını kurtarabilmekti. Yetkililerin açıklamalarına göre operasyon üç gün sürüyor. Ele geçirilen iki katil teröristin verdiği bilgilere göre mağarada tutulan 13 rehine, ilk gün sabah saat 05.45 deki “hava hücum” harekâtında, başlarına kurşun sıkılarak şehit ediliyor. Yoğun çatışmalar ve emniyet tedbirleri sonrası Cumartesi günü mağaraya giriliyor.

Mağara düşünülenden de daha karmaşık ve 7 ayrı demir kapı ile tahkim edilmiş, iç içe girmiş 9 odalı labirentlerden oluşup, ayrıca üç ayrı çıkışı olan mühendislik yapımı bir gizlenme karargâhıydı. Havaya uçurulan her demir kapının ardında yeni bir demir kapı ile karşılaşan kahramanlarımız için saniyelerin bile çok önemi vardı. Canlarını vatanları için hiçe sayan bu kahramanlar, bu karanlık mağarada evlatlarımıza 6 yıldan beri işkence yapan, onları, aç, susuz ve çaresiz bırakan karanlık yüzlü katillerin kellelerini düşüre düşüre hedefe hızlı adımlarla ilerlerler. Bu kanlı boğuşmada mağarada bulunan bütün teröristler timlerimizce ölümle ödüllendirilir! İlk günkü indirme ve baskında, tamamen yok olacaklarını anlayarak, kurtuluş ümitlerinin olmadığını gören katil sürüleri, Kandilden gelen bir talimat ile oradaki vatansever evlatlarımızın elleri bağlı olmasına rağmen onları, daha ilk günden, teker teker kafalarına yakın mesafeden alçakça ve korkakça ateş ederek orada şehit etmişlerdi. Kahraman Bordo Berelilerimiz bu katil sürülerinin hepsini susturduktan sonra yöneldikleri özel bölümde şaşkına döner ve evlatlarımızın cansız bedenleri ile karşılaşırlar. Böyle bir alçaklığın dünyada nadir yaşandığını gören timlerimiz, görevini tamamladıktan sonra, mağara ve çevresini berhava edip, şehitlerimizi de alarak üstlerine dönerler.

Bu katil sürülerinin mağara sorumlularından üç tanesi her nasılsa bu çatışma ortamında, gizli kapılardan geçerek ve bu tür anlar için hazır beklettikleri “paramotor denilen araçlarına biner ve havalanırlar. Timlerimizin koordinat bildirimiyle Sihalarımız bu katil sorumluları da daha havadayken vurarak paramparça ederler.

Özet olarak yaşanılanlar böyle gelişmişken, olayın iç politikaya yansıması, iktidar ile muhalefet partileri arasında sanki bu çatışmadan daha büyük bir çatışma ve tartışma ortamının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Daha evlatlarımızın yasını tutamadan, liderlerinin söylediklerini doğrulama yarışına giren insanlarımız, doğrusu ne yapacaklarını şaşırmış durumda görülmektedirler. Ancak bilinmeli ve unutulmamalıdır ki; siyasetin koridorları Gara mağarası kadar karanlık tutulmamalı, aynı gemide yolculuk yapan, ayni milletin evlatları olduğumuz asla unutulmamalıdır!

Bir tarihçi olarak, önemle ve tekraren belirtmek isterim ki; bu bölgede esas çatışmanın çok uzak olmayan bir zamanda ve muhakkak; tazıya kaç, kediye tut politikasını uygulayan ABD ile olacağını kimse unutmasın ve millet olarak, iktidarıyla ve muhalefetiyle bu mukadder çatışmaya eksiksiz hazırlanmamızın en büyük milli görevimiz olduğu unutulmasın!

Türk askeri Gara ’da yeni bir destan yazmış ve dünyayı bir kere daha hayretler içerisinde bırakmıştır.

Allah’ın adaleti şaşmaz, bilinsin! Gara’da yaşanılanlar ise film değil gerçekti, unutulmasın!