Türk-İş’e bağlı sendika yöneticilerinin de katıldığı açıklamada Gedikli, kamu işçilerinin taleplerini kamuoyuyla paylaştı.
"81 ilde sesleniyoruz"
Gökhan Gedikli, konuşmasında eylem sürecinin kararlılıkla sürdüğünü belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“81 ilde AK Parti İl binaları önünden sesleniyoruz. 2025 yılı Toplu İş Sözleşmesi sürecinde kamu işçilerinin insanca yaşam taleplerini görünür kılmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve hükümetin sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamak amacıyla başlattığımız eylem süreci devam etmektedir.”
"Sözde zam teklifleriyle alay ediliyor"
Gedikli, yaşanan ekonomik sıkıntılara dikkat çekerek işçilerin geçim mücadelesi verdiğini şu sözlerle dile getirdi:
“Geçim derdi bu kadar büyümüşken, bizlere sunulan sözde zam teklifleriyle alay ediliyor. TÜİK’in rakamlarıyla halkın gerçeği gizleniyor. Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınıyor. Hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız buharlaşıyor. Artık yeter!”
Türk-İş'in talepleri sıralandı
Açıklamada Türk-İş'in 6 başlık altında topladığı talepler kamuoyuna sunuldu:
-
İnsan onuruna yakışır bir ücret
– Sözleşme tekliflerinin, TÜİK verilerine değil mutfaktaki gerçeklere göre hazırlanması gerektiği vurgulandı. -
Gerçekçi ve adil bir toplu sözleşme
– Hükümetin masaya getirdiği tekliflerin emekçiyi oyaladığı ifade edilerek, “Emekçilerin sesi dikkate alınmadan yapılan hiçbir teklif meşru değildir” denildi. -
Vergide adalet
– Gelir vergisi sisteminde adaletsizlik olduğuna dikkat çekilerek, matrah düzenlemesinin adil ve kademeli hale getirilmesi gerektiği belirtildi. -
Geçim sıkıntısına acil çözüm
– Artan kira, fatura, gıda ve ulaşım maliyetlerine karşı çalışanların ciddi zorluklar yaşadığı dile getirildi. -
Güvenceli çalışma ve iş güvencesi
– Taşeron sistemine ve güvencesiz istihdama son verilmesi, kamu işçisinin geleceğinin güvence altına alınması istendi. -
Emeğe saygı, işçiye değer
– “Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz. Emek yok sayılırsa, üretim de, adalet de mümkün değildir” ifadeleri kullanıldı.
"Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz"
Gedikli, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:
“Sadaka değil, hakkımızı; ikram değil, emeğimizin karşılığını; sefalet değil, onurlu yaşam istiyoruz. İşçiyiz, emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız! Direne direne kazanacağız!”
Emekçinin mektubu okundu
Açıklamanın sonunda, bir kamu işçisinin kaleme aldığı mektup okundu. Mektupta bir işçinin yaşadığı geçim sıkıntısı ve sendikal mücadeleyle yeniden umut bulması anlatıldı:
“Her sabah çocuğumun yüzüne bakıyorum, ‘Bugün ne götürebileceğim?’ diyerek çarşıya pazara gidiyorum ama elim boş dönüyorum. Bu böyle gitmez… İçimde bir umut doğdu. Yalnız olmadığımı hissettim. Kendime geldim. Direnmenin, birlikte olmanın, hakkını aramanın anlamını yeniden hatırladım.”
“Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”
Gökhan Gedikli, emekçi mektubunu okuduktan sonra sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Emekçi kardeşimize bu içten, samimi mektubu için çok teşekkür ediyoruz. Aynı duygularla kendisine selamlarımızı gönderiyoruz.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN ONURLU DİRENİŞİMİZ!
YAŞASIN TÜRK-İŞ!”