Bu şehrin görünmeyen hizmet adamları vardır.. Nice bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, siyasetçiler bu şehirde görev yapsa da, ekiplerinde yer alan danışmanlarının bıraktığı izler unutulmazdır.. Çünkü o bakanların, milletvekillerinin, bürokratların başarısında her zaman önemli rol oynarlarken, hep hizmet eli konumunda olmuşlardır... Bağlı olduğu bakanının, milletvekilinin, bürokratının gerek halk ile gerekse de medya ile ilişkilerini en iyi onlar kurmuşlardır.. Bu şehre gelen hizmetlerde bakanı, bürokratı adına kimsesizlerin kimsesi olunmasında onların payı asla yadsınamaz bir gerçektir.. Bakana, milletvekiline, bürokrata yoğun gündemleri arasında ulaşamayan insanlar onlarla sorunlarını hep çözmüşlerdir.. İşte o isimlerin başında gelen en iyi örnek.. Sadık Soylu.. Bu şehirde kapısını çalıp da destek olmadığı kim var diye sormamak mümkün değil! Ankara’daki yüksek ilişkileri ile açamadığı kapı olmadı. Görevinin hakkını en iyi şekilde verdiğini söylemeyen bir kişi bulamazsınız.. Başdanışmanlık nasıl yapılırın kitabını yazan adam dersek abartmayız. AK Parti iktidarının 14 yıllık döneminde Erdoğan Bayraktar’ın başarılara imza attığı hem TOKİ Başkanlığı, hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dönemindeki başdanışmanı olarak görev yapan Sadık Soylu, şehir ile bütünleşmede danışmanlık nasıl yapılır belgelemiştir. Uzun yıllar Bayraktar’ın önünde hep kalkan olmuştur.. Baba-Oğul gibi vefalı davranmıştır. Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’a büyük bir vefa ile uzun yıllar danışmanlık yapan ve bir trafik kazasında hayatını kaybeden davasının unutulmaz isim Ali Soylu’nun izinden yürüdüğünü her zaman göstermiştir.. Adam gibi adam olmuştur.. Bu şehirde hayır işlerinde o dönem bakanı adına da insanların imdadına o yetişmiştir. Hatırlıyorum.. Bir Ramazanda bu şehirde yardıma muhtaç insanlar için tam 45 bin kumanya dağıtımını üstlenen adam olmuştur.. Bugün Bakan danışmanı olmasa da geçtiğimiz hafta şahit olduğum bir olayda Trabzon’dan Ankara’ya giden bir kanser hastasını bağrına basarak en iyi şekilde Ankara’da konuk edip hastanelerde tedavi imkanının önünü açmıştır.. Çünkü o bir Trabzon sevdalısı.. Diyeceksiniz ki neden bu yazı.. Geçtiğimiz günlerde ulusal bir gazetede çıkan “Sadık Soylu yine ortaya çıktı” şeklindeki küstahça haberi okuyunca tepki göstermemek mümkün olmadı. Bu insanlar sahipsiz değil.. “Nasılsa devri kapandı, işimiz düşmez” diye vefasız olmak yakışmaz Trabzonluluğumuza... Çünkü Sadık Soylu, 17-25 Aralık soruşturmasında Bakan Bayraktar’ın danışmanı olarak gözaltına alınmasına rağmen daha ilk gün serbest kalmıştır. Çünkü gerek telefon dinlemeleri gerek tapeler, gerek aramalar, gerek banka hesaplarında hakkında tek bir suç delili olmadığı belgelendi.. Yani alnı açık başı dik çıktı.. Şimdi amcasının oğlu olan Bakan Süleyman Soylu’nun bir programında yanında görünmesi karşısında bir gazetede ‘aranan bir suçlu’ gibi çirkince bir haberle kamuoyuna lanse edilmesi, büyük bir vicdansızlık olduğu kadar büyük bir küstahlıktır da.. Bunun anlamı eski bakan Bayraktar’a yaptıkları gibi Sadık Soylu üzerinden Trabzon düşmanlığıdır... Hiçbir günahı olmayan insanlar üzerinden 17-25 Aralık algı operasyonunun hala devam ettirilmek istenmesi karşısında söylenecek tek söz ‘İt ürür kervan yürür’ olur. Hukuktan dem vurup yargının şaibe bulmadığı ve akladığı insanları karalamak isteyenlerin hiçbir inandırıcılığı yok. Alnı açık başı dik insanları karalamaya, toplum karşısında algı operasyonu haberleri ile rencide etmeye çalışmak abesle iştigaldir. Sadık Soylu’ya yapılan da budur Peki kendisi ne diyor.. Bugüne kadar olduğu gibi yorum yapmadan Yavuz Sultan Selim’in çok anlamlı sözü ile cevap veriyor.. “Her dertli, mihnete tahammül için biraz gönlünde kuvvet buluyorsa bu kuvvet Mustafa (s.a.v.)’dan gelir. Onun için her dertli o’na minnettardır” Fazla söze gerek yok.. Hem Soylu hem Sadık olmak bu olsa gerek.. Hakkı teslim edilmesi gereken yürükli adamdır...