Hizmet Ehli olmak diye bir kavram vardır...
Beklentisiz; makam, mevki, saltanat ve ücretlendirme kaygısı olmadan, yapılan bir işin tüm yükünü omuzlayanlara verilen isimdir ‘Hizmet ehli’...
Her türlü 'nefsaniyet' tuzaklarına düşmeden, verilen tüm çaba ve yorgun düşmenin ardından bir off bile demeden, şekvacı olmadan gülümseyen, bir temiz yüreğin adıdır ‘Hizmet ehli’...
Mütevazi ve çelebi bir ruh hali ile oradan oraya koşturan ve nerede bir sorun ve problemli bir durum varsa; kendine vazife çıkaran, sorunları çözmeye odaklı insanın adıdır ‘Hizmet ehli’
‘Hizmet ehli’nin düsturudur, elini kalbine koyarak ‘Biz yaratılanı Yaratan’dan ötürü severiz’ demek...
Mevlana’nın diye bilinen ama Ebu Said Ebu'l-Hayr’ın o güzel ‘Ne olursan ol yine gel’ sözünü rehber edinendir ‘Hizmet ehli!’
Mehmet Akif’in ‘Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem, gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem’ sözüne sadakattir ‘Hizmet ehli!’
Hak, hukuk ve adalet yolundan sapmadan yürüyenlerin adıdır ‘Hizmet ehli’
Bu toplum nefes alacaksa, bu adamların sayısının artmasıyla nefes alacaktır!..
Hizmet olgusunu illaki, bir makama veya mevkiye endeksleyerek, yerinden bir milim dahi kıpırdamayan o donuk yüzlü, insanlara tepeden bakan, 'Dünyaları ben yarattım' edasında dolaşan, 'Kerameti kendinden menkul' zat-ı muhteremlerin varlığına inattır, bu hizmet ehli insanlar...
Üşümüş bir kimsenin ayaklarını, hiç kimsenin görmediği o yerde, kalbinin taa içinde, sıcacık merhametiyle ısıtmaktır ehli insan olmak!
Yapacağı hizmeti, çıkara bağlayan cüce zihniyetli adamların anlayacağı bir iş değildir ‘Hizmet ehli’ olmak...
Hizmet ehli!
Bir yüksek ruh anlayışıdır...
Derinlikli milli ve manevi duygulara sadakattır...
Bir büyük vizyon anlayışıdır...
Halkını anlayabilmektir...
Kişisel ihtiras sahibi olmamaktır.
Vefayı iyi kavrayabilmektir...
Mütevazi olabilmektir...
‘O şundandır, bu bundandır’ demeden hizmet getirebilendir...
Gönül adamı olabilmektir!..
Oturduğu makamın hakkını haktan yana verebilmektir.
‘Ne oldum değil, ne olacağım’ diyerek yoluna devam edebilmektir.
Meselelere vukufiyet gerektiren bir melekeler bütünüdür...
Çoraklaşmış kelimelerin yeri yoktur dilinde, ehl-i hizmet olanın...
Herhangi bir ikbalin ve küçük çıkarların peşinde koşanların harcı değildir bu büyük olgu...
Neden bu yazı!..
Çünkü bu şehrin, bu olgu ile yetiştirdiği değerlere sahip çıkma zorunluluğunun hasılıdır.
Ve hakkı teslim edilmesi gerekenlere de bu kalemler oynamalıdır...
Kim ne derse desin oynayacaktır da...
İşte Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar.
Bakın şöyle mazisine ‘Hizmet ehli’ yakıştırması hakkıdır...
Nereden, nereye?
En kritik, en zor görevlerden çıkarken, arkasında en küçük soru işareti yok!
Varsa biri söylesin!..
Of’un köyünden başlayan uzun yolculuk. İstanbul’da iş hayatına atılma, ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi KİPTAŞ’ta Genel Müdürlük. Oradan tarihi işlere imza attığı TOKİ Başkanlığı’na geçiş, ardındın milletvekilliği ve akabinde sıcağı sıcağına 61. Hükümet’in en etkili bakanlık koltuklarının birinde, Türkiye’nin çevre ve şehirleşmesine yön vermek!
Uzun bir yolculuk!
Ama kırılmadan, kırmadan, dökmeden, herkese eşit mesafede yol alarak...
Gerek TOKİ’de Cumhuriyet tarihinde ilkleri başaran büyük işlere imza attığı bürokratlık yaşamında, ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koltuğunda hizmet yaparken, muhalefetin bile takdirini kazanmak, siyaset üstü bir kimlik ortaya koymak, muhalefet partili bir belediye başkanına dahi ‘En fazla hizmeti Bakan Bey’den biz aldık’ dedirtmek öyle kolay bir iş mi?
Bu şehre eğitimden, sağlığa, yollarından, kentsel dönüşümlere; merkezinden, ilçelerine, beldelerine kadar gelen hizmetlerde büyük katkısı inkar edilebilir mi?
Dün şöyle bir Zağnos ve Tabakhane’ye baktım!
Neymiş ne olmuş!..
Bugün Trabzon’da en az AK Partililer kadar CHP ve MHP’lisinin ona yakın olması aslında onu en güzel şekilde anlatıyor. Zaman zaman yazdım. Tekrarında fayda var. Şöyle TOKİ Başkanlığı’ndan, bugün bulunduğu Bakanlık koltuğunda geçen 10 yılı aşkın dönemine bakın, Trabzon’da muhalefet partilerinin aleyhine yaptığı tek bir basın toplantısının olmaması neyin ifadesidir...
Bakın yaşanan gelişmelere, olaylara karşı eleştiri dozajını yaparken kullandığı cümlelerdeki hassasiyete, insancıl ve öğüt veren yaklaşımına!..
Hep uzlaşmacı!.
Belediye Başkanı muhalefetten olsa bile kürsüye çıkıp hakkını teslim eden!
Çok farklı bir portre!..
O nedenle asla klasik bir siyasetçi değil...
İstese de olamaz!
Çünkü bu yaştan sonra, istese de karakteri uymaz!..
O tam anlamı ile hizmet ehli bir devlet adamı!
Çünkü siyasi ihtirası, kavgayı, kırmayı, dökmeyi, hizipleşmeyi, parti teşkilatlar üzerinde hesap yapmayı, onu kontrol altında tutayım, bunu tutayımı bilmeyen siyasetçi olur mu?
Hele hele Türkiye’de...
Asla...
İşte Erdoğan Bayraktar bu!..
İşte ‘Hizmet ehli’ adam bu olsa gerek!..