Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kamu kurum ve kuruluşlarına ait harcamalarda tasarruf sağlanması adına geçtiğimiz günlerde genelge yayımladı.

Hedef; kamu kaynaklarının daha etkili/ verimli kullanılmasının yanında, azaltılan bürokratik işlemlerle neticeye çok daha hızlı ulaşmak.

Covid-19 salgınının derin yaralar açtığı ekonomimizin içinde bulunduğu buhrandan kurtulması için bu gibi adımlar tabii ki önemli lakin bence asıl iş, yurttaşın kafasındaki sorunlu algıya müdahale.

Velhasıl efendiler.

Keşke bu tür genelgeler vatandaşımızın lügatinden;

- ‘Devletin malı deniz, yemeyen domuz.’

- ‘Bal tutan parmağını yalar.’

- ‘Üzümü ye, bağını sorma.’

- ‘Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.’ gibi saçma düsturları da çıkarsa.

Yoksa ‘böyle gelmiş böyle gidecek’ kafasıyla kamu malından tasarruf etmek zor değil, imkânsız!

CEVAT KOL’UN Bİ’ KOYUN HESABI
Başımıza gelen gariplikler düşünüldüğünde günaşırı dolandırıldığımızı söylemek mümkün.

Özellikle manevi duygularımızın sömürülmesiyle çuldan torbadan olmamız adeta kültürümüz halini almış.

Hulasa.

Önümüz kurban bayramı ve birileri yine alengirli (!) işler peşinde.

Özellikle dijital medyada reklamları dönen saçma sapan vekalet kampanyalarına dikkat edin.

Uzatmayalım.

Gazeteci büyüğümüz Cevat Kol’un düşündürürken güldüren sosyal medya paylaşımı durumu özetler nitelikte.

Aktarıyoruz:

“Bu fiyata ne kurbanı? Bir reklam gördüm. 595 TL’ye kurban bağışı. Bu fiyata nerede hangi hayvan kesiliyor. Tavuk, horoz kesilse anlarım. Onlar da kurban olmuyor. Koyuna üç ortak mı giriliyor da haberimiz olmadı! İnsanların duygularını, paralarını almak için bu yalan dolana kılavuzluk etmeyin. Bakanlık, diyanet bunları denetlemeli.”

Tadını çıkarmaya çalışırken canınızın yanmaması dileğiyle, şimdiden hayırlı bayramlar.