Trabzonspor İstanbul’da zorlu G.Saray maçına çıkıyor. Sahada futbol mücadelesi devam ederken, futbolu sevenler heyecanlı bir şekilde ekran başında tutmuş oldukları takımı izliyor..
 Yeşil sahada 22 futbolcu ter dökerken, binler hatta milyonlar heyecanlı bir şekilde ekrana kilitlenmiş nefesini tutuyor.. Küçük bir kız çocuğu da hemen televizyon sehpasının alt kısmında küçük bebeği ile birlikte oynuyor..
Ev ahalisinin yakınında lakin gözden uzak bir şekilde adını “Minoş” koyduğu oyuncak bebeğinin saçlarını tarıyor.. Bir elinde tarak diğer elinde Minoş’un naylon iplerden yapılmış saçları..
Bebeği ile oynarken bir anda gürültü kopuyor. Gol diye bir ses duyuyor televizyon masasının alt kısmına giriyor ve etrafa bakıyor.. Odada bulunan herkes sevinir şekilde eğlenceli bir yüz ifadesi ile güldüğünü fark ediyor..
Masanın altından çıkıyor..
Minoş ile oynamaya devam ediyor.. Ona ana okulunda sabah yaptıklarını anlatırken çocuk buya birden aklına Minoş’un yemek yedi, yemediği geliyor “aç mısın Minoş’um?” diye soruyor..  Bu sırada, televizyonda hakemin düdük sesi duyuluyor.. Artık evde bulunanların keyfi kırla.. Sokaktan sesler gelmeye başlıyor.. Bunlar tabanca sesinin “ta kendisi..” Bizim ufaklık seslerden korkuyor olacak ki, babasının yanına gidiyor..
 Artık; iyice korkmuştur..
 Minoş’u korumaya çalışıyor.. Sıkı bir şekilde ona sarılmış durumda.. Babası bulunduğu odadan dışarı çıkıyor.. Bizim ufaklık az önce kalabalık olan oda da oyuncak bebeği ile kalıyor.
Çok geçmeden babası tekrar odaya geliyor.. Elinde demir parçası var.. Camı acıyor ve o demir parçasını havaya kaldırıyor.. Tetik düşürmeye başlıyor...
Az önce; Minoş ile oynarken korktuğu seslere bu sefer babası eşlik ediyor.. Gözleri korku dolu bir şekilde babasına bakıyor.. “Ne oluyoruz baba?” diyemiyor
Babası tabanca ile magandalığı bıraktığı sırada içeri giriyor.. Son mermi namluda kalmıştır.. Farkında değildir.. Tabancayı tam indirirken odanın içerisinde mermi patlıyor.. Silahtan çıkan kurşun az önce; korkan minik kızın boynundan giriyor, içeride bulunan kemiğe çarpıyor ve yön değiştiriyor vücudunun yüzeyinde gezinerek yastığa saplanıyor ve duruyor...
Artık, oyun oynayan minik kız kanlar içerisinde duruyor.. Kendi bir yerde yaralı oyuncak bebeği Minoş diğer tarafta..
Olay yerine çağrılan ambulans ile birlikte hastaneye kaldırılıyor bizim minik.. Babayı jandarma teslim alıyor.. Kız başka bir hastaneye sevk ediliyor...
Tüm müdahaleler yapılıyor..
Minoş’un oyun arkadaşı zorla da olsa hayata tutunuyor.. Bir kadının poşetinde Minoş hastane koridorlarında ilerleyerek 3. kata çıkıyor.. Kapıdan içeri giriyor..
Oyun arkadaşı solunum cihazına bağlanmış ve uyutulmuş vaziyette görüyor.. Sonra onu taşıyan kişi poşetten çıkarıyor ve bizim miniğin yanına koyuyor..
Küçük kız gözünü yavaş yavaş açıyor ki; Minoş yanında elleri bağlı damar yollarına serum bağlanmış.. Etrafında ona bakanlar var...
Minoş’un ruhu olsa “siz eğleneceksiniz diye biz çocuklar ölmek zorun damıyız” diyecek lakin oyuncak olduğu için diyemiyor...
Ey magandalar çocuklar var unutmayın...