24 Haziran – 1 Temmuz tarihleri arasında ‘Sosyal Bilgiler, Tarih ve Sınıf Öğretmenleri Trabzon’da Müze ve Tarihi Mekan Kullanımını Öğreniyor’ isimli Tübitak 4004 projesini Trabzon’da gerçekleştirdik. Proje yürütücülüğünü yaptığım etkinliğe Türkiye’nin farklı yerlerinden 32 öğretmen katıldı. Çalışmanın amacı, öğretmenlere müze ve tarihi mekan pedagojisi alanında dünyada meydana gelen gelişmeleri öğretmekti. Bu çerçevede öğretmenler, müze ve tarihi mekanlarda drama, problem çözme yöntemi, çalışma yaprağı uygulamaları, çözümlemeli öykü, yerel tarih ve sözlü tarih konularında eğitildiler. Projenin bir diğer önemli konusu ise, sanal müzelerin eğitimde nasıl kullanılacağıyla ilgiliydi.


Teori ve uygulamanın bir arada bulunduğu projede, ilk aşamada öğretmenlere teorik bilgi verilirken, ikinci aşamada müze ve tarihi mekanlarda öğretmenlerle bizzat uygulamalar yapıldı. Atatürk Köşkü, Ayasofya, Sürmene Memiş Ağa Konağı ve Sümela Manastırı öğretmenlerle uygulama yapılan alanlar arasındaydı. Bu mekânlarda yapılan uygulamalar aracılığıyla öğretmenler müze ve tarihi mekân pedagojisini yaparak ve yaşayarak öğrendiler.


Projeye katılan öğretmenlerin çok önemli bir kısmı müze ve tarihi mekân pedagojisini ilk defa duyduklarını ifade ettiler. Proje öncesi öğretmenler, müze ve tarihi mekânların aktif öğrenmeye dayalı olarak nasıl ziyaret edileceğini bilmediklerini ve sadece o mekânları öğrencileriyle ziyaret amaçlı kullandıklarını vurguladılar. Özetle, öğretmenler müze ve tarihi mekânların eğitimde kullanımına yönelik yeni bir sayfa açtıklarını ve projenin çok verimli geçtiğini ifade ettiler. Öğretmenlerin diğer bir temennisi ise, projenin gelecek yıllarda tekrar edilmesiydi.


Projeye katılan öğretmenlerin bir kısmı, çalışmaya katılabilmek için izin alma sürecinde problem yaşadıklarını ifade ettiler. Bazı öğretmenler izin alma aşamasında şu ifadelerle karşılaşmışlardır: “Projeye katılmazsan olmaz mı? Proje çok mu önemli!”, vb... Öğretmenlerin dile getirdikleri bir diğer husus ise, projenin Tübitak ve Karadeniz Teknik Üniversitesi gibi iki resmi kurum tarafından düzenlenmesine karşın, izinli ve görevli sayılmamalarıydı. Bu durum, öğretmenlerin yenilikçi öğretim uygulamalarına dayalı projelere katılımları önündeki önemli problemlerden birisidir.


Yaşam boyu öğrenmenin anahtar konumda olduğu çağımızda, Milli eğitim Bakanlığı’nın bir mevzuat değişikliğiyle Üniversiteler ve Tübitak gibi resmi kurumların öğretmenlere yönelik düzenlediği etkinliklere katılanları görevli ve izinli saymaları için gerekli düzenlemeyi yapmasında fayda vardır. Buna ilaveten, özellikle okul müdürlerinin bilgi ve becerilerini geliştirmek isteyen öğretmenlere bu tür etkinliklere katılım sürecinde kolaylık göstermesinin öğretmenlerimizi daha fazla motive edeceği aşikârdır.