Roma- Trabzonspor ön eleme maçının ikinci raundunda müsabaka başlar başlamaz sahaya yansıyan tek olay, İtalyan ekibinin oyuna sahanın her bölümünde hatta her bloğunda adam adama markajla başlamasıydı.

Toplu geldiler, toplu geriye döndüler. Oyunu orta alanda kabul etmiş olsalar da Roma kalemiz önünde daha fazla görünür oldu.

Çizgideki Nwakaeme de iki üç adamla markaj edilince Trabzonspor, rakip kalede Roma’yı hataya zorlayacak baskıyı kuramadık. Zira Roma oyunu orta alanda kalabalık karşılayınca istediğimiz pozisyonları üretmekte güçlük çektik.

Haliyle ismi Roma, hakem okşayıcı hareketler içerisinde, golü bulan da Roma.

İkinci yarıya Abdülkadir Ömür ile başlayan Trabzonspor, Vitor Hugo ile gole çok yaklaştı ancak Roma kalecisini geçemedi.

Abdülkadir’in oyuna verdiği katkı ile Roma’ya zor anlar yaşatan Trabzonspor sadece kaleciyi geçemedi. Atamayınca attılar 2-0 yenik olsak ta futbolun yasasını bir kez daha öğrendik. Yakaladın mı atacaksın. Yakaladık lakin atamadık. Atılacak bir gol umuda yolculuk gibidir. Haliyle 2- 0’dan sonra gardı düşen Trabzonspor takım halinde umutlarını kaybetse de yine de iddia ediyorum bu takım ileride çok daha güzel şeylere imza atacaktır. Hiç bir maç oynanmadan ve de mücadele etmeden kazanılmıyor.

Trondson çıkar İsmail Köybaşı girer. Ne değişir? Roma yanmaz hoca, sadece lüks yanar! Sol kanadı kullanacak futbolcu lazımdır, kendi bünyesinde şu an yok. Yönetim transferleri yapmıyor da menajer kumpanyası yapıyorsa onlara söyleyin, ‘bana sol kanat oyuncusu lazım arkadaşlar.’

Tamam Avrupa’dan elendik, bize 30 maç oynayacak sol kanat oyuncusu lazım.

Roma maçları unutulur, lig maçları unutulmaz. Yönetimi de yer senide yer hocam.

Bu sezon ağır roman gibi ağır imtihandır.

Sonuç yarım mücadele durum 3-0.

Yenildik, yenildik ama hala ders çıkartamıyoruz.