1964’lü yılların çok konuşulan filmlerinden biriydi “Susuz yaz.” 

Başrollerini, Hülya Koçyiğit ile Erol Taş’ın oynadığı filmin konusu ilginçti! 

Kendi arazisinde çıkan suyu tek başına sahiplenmek isteyen Osman’ın (Erol Taş), köylü ile başı derde girer. Erol Taş’ın ilk başrol oyuncusu olduğu ve Hülya Koçyiğit’in de ilk filmi olan susuz yazın konusu uzayıp gider. Esas konumuza bu filmin isminden girmenin sebebi; algıda daha etkili olacağını düşündüğüm içindir.

Türkiye’nin suyu en bol bölgelerinden biri Karadeniz bölgesidir. Yorulmadan, dağlardan denizlere, gürül gürül akan onlarca dere yatağının varlığına bizzat şahit olan insanım. Buna rağmen Trabzon genelinde susuzluk çeken hala çok sayıda mahallemizin (köyümüzün) olduğu da bir gerçektir. Konuyu çok fazla taşırmadan kendi köyümüzden örnek vermek isterim. Araklı’nın Pervane Köyü’nün (mahalle) yıllardan beri devam eden sağlıklı su problemi vardır. Açıktan akan dere yatağının, hiç bir sıhhi tesis çalışması yapılmadan, akarın getirdiği bin bir türlü, canlı ve cansız elemanla ana şebekeye bağlanarak köyün merkezine güya su verilmiş! 

Yetkili ve ilgililerden rica ediyorum, özellikle çalışmaları ile takdir toplayan TİSKİ sorumlularından isteğimdir ki; bir kere gelip, köyün ana merkezine verilen suyun depolanmasını ve akıtılmasını kontrol etsinler. Eğer bu suyu insanlar içebilir diyorlarsa, bizim insanlığımıza yazık oluyor derim. Hafif bir yağmur yağdığında, açıktan akan suyun içine karışan tabii kirlilikten dolayı ne su içebiliyoruz ve ne de çamaşır yıkayıp yemek yapamıyoruz!

Sorsan, köyün suyu ihale yapılmış, çalışmalar devam ediyor cevabını alıyorsunuz ama bizim musluklardan hala yağmur yağınca çamur akıyor.

Yeri gelmişken önemle belirtmek isterim ki; bu köyün daha önceki yıllarda benim hatırladığım üç kere daha su ihalesi yapılmış, müteahhitler suyu getirip güya akıtmışlardı. Ancak iş teslimatında, bir şekilde, her nasılsa, esas yapacakları çalışmaları yapmadan iş teslimatı yaptıklarından bizler Pervane Köyü Merkez Küme Evleri olarak hala bir türlü temiz suya kavuşamadık. Aldığımız duyumlara göre yeni su ihalesini alanlarda ayni yöntemi kullanmak istiyorlarmış. Toprağın iki, hatta yer yer üç metre altında kalan eski borulara yeni suyu vererek işi tamamlamak istiyorlarmış! 

Biz bunu kesinlikle istemiyoruz. Bu kul hakkıdır, hiç bir gerekçe ile buna müsaade edilmemelidir. İş yükleniciler işi uzatarak, insanlarda bir bitkinlik meydana getirip, suyu verinde nasıl verirseniz verin noktasına işi taşımak istiyorlar. Yetkilileri buradan uyarıyorum, lütfen buna izin vermeyiniz. 

Kaldı ki, eski borular bu suyun tazyikine dayanamayacağı gibi, arıza durumunda da, boru çok derinde kaldığı için büyük problemler yaşanacak endişesini taşımaktayız.

Yıllardan beri bunu bize reva görenler, kuldan utanmıyorlarsa, Allah’tan da mı korkmuyorlar? Yetkililere bu suyun şebekeye aktarılma yerini ve orada rezilliği göstermeye her an hazır olduğumu bildirmek isterim. Köy muhtarının da onca gayretine rağmen bu su bolluğuna rağmen nedir bu çilemiz anlamak mümkün değil.

Sayın Valimizi ve bu tür olaylara duyarlı olduğunu bilip çalışmalarını takdir ettiğimiz Sayın Belediye Başkanımızı acilen köyümüze davet ediyorum. Kendilerine bu köy merkezi ile ilgili daha önce bilgi verilmişse bunun doğru olmadığını yerinde tespit etmelerini istiyorum.

Sadece Pervane’nin değil, daha birçok mahallemizin benzer sıkıntıları olduğunu göreceklerdir.

Üstüne üstelik, önümüzde fındık mevsimi var, bütün şehirler köylere hareketlenmiş, bu durumda, bu problem nasıl çözülecek?

Araklı Pervane Köyü Orta Küme Evleri sakinleri adına diyorum ki, üst makamlara yanlış bilgi verenler hesap vermeli, üst makamlar da vatandaşların sesine kulak vermelidir.

Sayın Valimizi ve Sayın Belediye Başkanımızı durumu yerinde görmeleri için mahallemizde bekliyoruz.

Bir “susuz yaz” daha geçirmeye tahammülümüz kalmamıştır.

Yemeklerimizi kendi musluğumuzdan akan su ile yapmak istiyoruz.

Çok şey mi istiyoruz ey sorumlular?