Türk Müslüman fert ve cemiyet olarak garb'ı, garb'ın hayat tarzı yolunu ve görüşünü körü körüne taklit etmeleri; dünyayı asırlarca şaşalı nuruyla aydınlatmış olan Türk İslam medeniyetini en büyük ve en affedilmez bir ihanet teşkil eder ki; bu ihanetin yani körü körüne garb'ı taklit etmek hastalığının kökü çok uzun seneler öncesine dayanır. Trabzon sokaklarına bakın, genç kızlar hatta orta yaşlı kadınlarda plajlarda dahi giyilmeyen kıyafetlerle dolaşmaktadırlar. Bu özentili hastalık Türk milletine yakışır mı? Bu böyle devam ederse aile mefhumu diye bir değer korkarım kalmayacaktır. Her şey garb'ın madde hususundaki üstünlüğünü ileriliğini kendi maddi durumlarının bozukluğuyla kıyaslayan bir takım şuursuz Müslümanların düşmüş oldukları saçma ümitsizlik ve aşağılık duygularıyla başlar.           

Türk İslam fakih ve alimlerin görülüyor ki İslam’ın yanlış tefsir etme ve yersiz tolerans ve müsamahakar fetvalarını ve gerekse Müslümanlığın esaslarını hakkıyla benimseyememiş bir takım basiretsiz ilerici ve idareci liderlerin milletlerine maddi manevi hizmetleri bir yana atıp, yalnız şahsı ve hırs menfaatleri yolunda çalışmalarıdır. Bu durum, maddi ve manevi tedenniyi düşüş ve gerileyiş netice verdiğinden dolayıdır ki; birçok fikir sahiplerinin de sistemli telkinleri ile içinizde şöyle bir sapık ve yanlış fikir bütün direnme ve itelemelere rağmen rağbet görmekte gecikmemiştir.         

Bu sözde münevver devrim yobazları Müslüman Türk milletini bu gülünç duruma düşürdüler. Garp'ta yaşayan elin gavuru neyi yapıyorsa, nüfusunda “İslam” yazılı Türk Müslüman evlatları da  aynı şeyi yapıyorlar. Bu neye benzer? Bir maymunun taklitçiliği ile “Benim ırkıma, dinime, milli hassasiyetime, adetime anneannelerimize uyar mı” demekten, kendinden başka bir insan olmak için garplının her şeyi taklit ediliyor maalesef. Bir an evvel Türk İslam yaşayış tarzını tamamen benimseyip yaşamaktır. Bize de bu yakışır.

NOT: Cumhurbaşkanı seçimi ve Milletvekili seçimlerinin ülkemize hayırlar getirmesini Allah'tan niyaz ederim.