Trabzonspor eski başkan yardımcılarından, Divan Kurulu Üyesi, Bahadır Grup Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Bahadır, yaklaşan kongre öncesi hem camiaya hem de başkan adaylarına önemli mesajlar verdi. Trabzonspor’un gelinen noktada çıkış yolunun tek liste ve kulübün yükünü kaldıracak güçlü bir yönetimle kongreye gitmek olduğunu söyleyen Bahadır “Bu işin seni beni yok” dedi. İşte Bahadır’ın çarpıcı açıklamaları.
“Bu kongrede Trabzonspor camiası Türkiye’ye güçlü bir mesaj vermek zorunda”
TRABZONSPOR’UN YARINLARI İÇİN..
Konu Trabzonspor olunca bu işin seni beni yok. Trabzonspor’da bugün olağanüstü bir durum yaşanıyor. Böyle durumlarda camialar tek yumruk olmak zorunda. O nedenle bu kongreden güçlü bir yönetimle çıkmak için tek liste kaçınılmaz bir gerçektir. Herkes kişisel ihtiraslarını, kişisel beklentilerini bir kenara koyup bu dönemi bir geçiş dönemi olarak kabul ederek hareket etmeli. Hep birlikte taşın altına elini koymalı. Bu yönde divan kurulumuzun tek liste çalışması son derece doğru ve ortak aklı oluşturan acil bir eylemdir. Aynen destekliyorum. Bugüne kadar büyük parçalanmalar, bölünmeler yaşadık. Artık kulübün bunu kaldıracak gücü yok. Bu kongre Trabzonspor’un yarınları için büyük önem taşıyor. Bu şehirde yaşasın yaşamasın herkesin sorumluluğu vardır. Bu kongre ile Trabzonspor camiası Türkiye’ye güçlü bir mesaj vermek zorundadır.

BİR BAŞKAN ALTINDA BULUŞULMALI
Herkesin bir araya gelerek ortak akılla bir yönetim modeli oluşturması gerekir diye düşünüyorum. Aday olan, aday olmayı düşünen herkes bir kereye mahsus bir araya gelmeli. Buna geçiş dönemi mi denir, taşların yeniden yerine oturması dönemi mi denir, adını ne koyarsınız koyun. Büyük bir konsensüs ile güçlü bir yönetim modeli oluşturmak için her Trabzonsporlu ortak amaç için çalışmalı. Herkesin kabul edeceği bir ismin başkanlığı altında bir yönetim oluşsun. Gelinen bu noktadan bu borç yükünün ardından kalkmak öyle kolay bir iş değildir. Trabzonspor bu geçiş dönemini kazasız, en güçlü şekilde geçmek zorunda. Yönetime girsin girmesin herkesin taşın altına elini koyması gerektiği bir dönem bu dönem.
DENEME YANILMA İŞİ BİTMİŞTİR..
Bilanço ortada. 500-600 milyon lira borcun altından kalkarak kulübü yönetmek, üzerine bir de zirve mücadelesi yapacak bir takım oluşturmak kolay değil. O nedenle herkes nasıl bir yükün altına gireceğini hesap ederek aday olmalı. Bu iş hava, bu iş gösteriş, bu iş sadece kongreyi kazanma işi değildir. Kazanmaktan çok kulübü nasıl ayağa kaldırırız hesabının yapılması gereken bir süreçteyiz. Herkes sorumluluğunu bilerek hareket etsin. Yoksa yarın seçildikten sonra ‘Kulübün durumu şuymuş, buymuş, ne yapacağız’ gibi mazeretlerle kaybedecek bir zaman yok. Açıkçası Trabzonspor’u yönetme işi artık deneme yanılma işi olmaktan çıkmıştır.
HAKEM HATALARINA TEPKİ VEREMEDİK
Yönetim yanlışlarının kulübü getirdiği nokta ortada. Bu yönetimin savunulacak hiçbir yanı yok. Ama Trabzonspor futbol takımının bu sezon savunulması gereken çok olayı var. Ne yazık ki 11 haftada bütün Türkiye’deki spor otoritelerinin de kabul ettiği gibi Trabzonspor, hakem hataları ile bertaraf edilmiştir. Art niyet kasıt aramayalım diyoruz ama üst üste gelen hakem hatalarına, Cüneyt Çakır gibi bir hakemin G. Saray maçındaki fahiş hatasına baktığımız zaman isyan etmemek mümkün değil. Camiamız açısından en düşündürücü olay ise ne yazık ki pire için yorgan yakma misali tavır ortaya konulmasıdır. Yönetime kızgınlık nedeni ile Trabzonspor’un sahipsiz bırakılması camiadan gereken yerlere tepki konulmaması beni derinden üzmüştür.
TRABZON BÜYÜRKEN TRABZONSPOR DA BÜYÜMELİ
Trabzon, son yıllarda yatırım noktasında sıçrama yaparak gelişmesi ve büyümesi anlamında önemli adımlar atmıştır. Bugün yapılan anketlerde, araştırmalarda Türkiye’nin en yaşanabilir şehirlerinin başında Trabzon’umuzun gelmesi bizleri son derece mutlu etmektedir. 1 Kasım seçimlerinde AK Parti iktidarı tarafından Trabzon için verilen sözler sevindirici olduğu gibi son derece önem arz etmektedir. Yeni havalimanı, Güney Çevre Yolu, yatırım adası, 2. devlet üniversitesi, şehir hastanesi Trabzon’un marka şehir olma açısından tarihi ve önemli projeler. Akyazı Stadı’mızın inşaatı da büyük hızla sürüyor. O nedenle diyorum ki marka şehir olma yolunda dev adımlar atan Trabzon’umuza artık şampiyonluklara koşan, kendi içerisinde birlik ve beraberliğini inşa etmiş, ekonomisini düzeltmiş bir Trabzonspor yakışır.
EL ELE VERİLSİN BU BORCUN ALTINDAN KALKILIR
Hiç kuşkusuz Trabzonspor’un geldiği ve getirildiği nokta çok düşündürücü. Kulüp mali açıdan son derece hassas noktada. 500-600 milyonluk borcun altından kalkmak için söylediğim gibi tek listeli güçlü bir yönetim modeli kaçınılmaz bir gerçektir. Bu noktada bir ismin başkanlığı altında buluşmak gerekir. Verdim cebimden 10 milyon dolar, 20 milyon dolarla bu iş dönmez artık. Bu düşünceyle sorunlar halledilmez. Trabzonspor eğer güçlü bir yönetim modeline kavuşursa, elindeki kaynakları en güçlü şekilde kullanarak kulübün çıkış noktasında önemli maddi gelirler sağlayabilir. En can alıcı noktası Akyazı dolgu alanı ve stadın isim hakkıdır. Bunun için de tuttuğunu koparacak, siyasete angaje olmayacak ama siyaseti en iyi şekilde kullanabilecek bir yönetim gerçeği kaçılmazdır. O nedenle herkes Trabzonspor’un yarınlarını düşünerek hareket etmek zorundadır.
“ Trabzonspor’u bugünkü kaos ortamından ancak camianın ortak akılla hareket etmesi çıkarır”
YETER Kİ GÜÇLÜ YÖNETİM OLSUN DESTEĞE HAZIRIM
Trabzonspor’a geçmişte başkan yardımcısı, yönetici olarak önemli hizmetler yaptık. Bundan sonra yönetici olayım diye bir derdim yok. Benim derdim Trabzonspor’un güçlü bir şekilde yönetilip sorunların aşılmasıdır. Aynı zamanda bir iş adamı olarak da gittiğimiz her toplantıda karşımıza ‘Ne olacak bu Trabzonspor’un hali’ sorusu çıkıyor. Şahsen tek çatı altında güçlü bir yönetim modeli inşa edilirse ve maddi ve manevi olarak her türlü fedakarlığı yapmaya da hazırım. Unutulmasın Trabzonspor bu şehrin, bu şehrin evlatlarının elindeki sınırsız çek defteri gibidir.
İSTANBUL TRABZON AYRIMINI BIRAKIN
Trabzonspor’un nerede olursa olsun bütün güçlerini bir araya getirerek hareket edilmeli. Kongre sürecindeki açıklamalara bakıyorum hala küçük hesaplar yapılıyor. Hala Trabzon’dan başkan, İstanbul’dan başkan tartışmaları. Herkes şunu iyi bilsin Trabzonspor’a başkan olmanın, Trabzonspor’a yönetici olmanın, Trabzonspor’u sevmenin Trabzon’u, İstanbul’u, Ankara’sı, İzmir’i olmaz. Başkan kim olursa olsun, nereden olursa olsun önemli olan kulübü kurumsal olarak rayına oturtup doğru yöneticilerle doğru planlama ile doğru yönetme anlayışını ortaya koyabilmektir. Trabzonspor’u yönetme anlayışını bu anlayışın üzerine kurmalıyız.





