Gecesi ve gündüzü futbol olan bir şehirde insanları yerel ve ulusal gündeme yönlendirmek hiç de kolay değil.
Gazetelerin bile arka sayfadan okunduğu Trabzon’da siyasetten bahsetmek-yazmak ve konuşmak ise hiç kolay değil.
Aslında siyaset hayatımızın bir parçası, yaşam tarzı..
Ne kadar kaçarsak kaçalım, ne kadar uzak olursak olalım siyaset hayatımızda hep var olacak.
Kimsenin zaten buna itirazı yok.
İnsanlar siyasetten sadece güven, dürüstlük ve icraat bekliyor.
İnsanlar siyasetten kavga değil, diyalog ve hoşgörü bekliyor..
İnsanlar siyaset deyince ürkmemek, korkmamak ve kaygı duymamak istiyor.
“Trabzon sokaklarında siyaset sizin için ne anlama geliyor, yerel seçimlerde oy verecek misiniz?” diye sorduğumda aldığım cevapların ne kadar farklı olduğunu gördüm..
Bu şehrin vatandaşları siyasete duyarlı ama barışık değil...
İlginç bir tezat ama durum aynen böyle. Geriye dönük seçimlere katılma oranına baktığımızda bunu görmek mümkün.
Özellikle gençler ve kadınlar siyasetin dışında..
Oy vermeye gidenler de kendini zoraki bir görevin içinde hissediyor. Neden, niçin sorularını sormadan, sorgulamadan oyunu veriyor.
Göle maya çalmak gibi..Ya tutarsa!..
Oysa siyaset kavramı bu kadar basite alınmamalı, bu kadar uzağında olunmamalı.
Hele hele hep yönetilen köşede olunmamalı, yönetmeye aday olma noktasında cesaretli davranılmalı.
Trabzon yıllardır aynı yüzlere mahkum..
Oysa pırıl pırıl gençler var, her alanda başarılı olmaya aday..
Ama tribünde olmayı tercih ediyorlar, sahada yoklar..
Böyle olunca da siyaset kısırlaşıyor, şehir siyasetle barışamıyor..
Söylediklerimizi toparlarsak 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde sandığa gideceklerden öte gitmeyenlerin şifresini çözmek lazım..
Bir başka hatırlatma daha..
Siyasetçiler Trabzonspor gerçeğini artık iyi anlasın..
Kimse bu değer üzerinden milletin gözünün içine bakarak nemalanmaya çalışmasın..
Trabzonspor üzerinden siyaseti bir kenara bıraksın..
Yoksa faturası çok ağır olur benden hatırlatması..