Trabzon Havaalanı’na inen bir misafirinizi karşıladınız, kendisini arabanıza alıp Trabzon’a doğru yola çıktınız. Devlet yoluna çıkıp, üniversitenin altından geçtiniz.

Misafirin Trabzon’u tanımasını istediğiniz için Değirmendere yoluna saptınız ve köprüye doğru yaklaşırken Forum AVM’nin önündeki trafik ışıklarında durdunuz.

Karşınızda Boztepe’nin doğu yamacında yükselen Kaymaklı Mahallesi’nin rengârenk görüntüsü bütün manzarayı kaplamış vaziyette dururken, misafirinizin aklından geçenleri de okumaya başladınız demektir.


Sıvalı-sıvasız, çatısız, cırlak renkli evleri, orantısız sokakları, çamaşırlı balkonları ile tam bir yoksul metropol varoşu görüntüsündeki bu semte bakan bir yabancı için, Trabzon’un imajı herhalde çok iyi olmayacaktır.
Geçenlerde hayatımda ilk defa bu mahallenin içerisinden arabamla geçerek Boztepe’ye çıktım. Bu bölgede kentsel değerlerin tamamen dışında, kendi başına ve kendine özgü bir yaşam alanı oluşmuş durumda. Halen de bu çarpıklık oradan Boztepe’ye doğru yayılmaya devam ediyor.


Değirmendere’deki çimento fabrikası, eski sanayideki çarpıklık, anormal yükseklikteki o öğrenci yurdunun kentsel değerler ile bağdaşır hiçbir yanı yok.


Bu kentin yöneticilerinin bu manzaradan acaba haberleri var mıdır? Yoksa gerçeklerin kendilerine aktarılmasında bir sorun mu vardır bilmiyorum.

Bence belediyemizin en azından bir boya firması ile acilen bir sponsorluk anlaşması yapmasında yarar vardır. Bu yaz boşa geçmesin. Bütün Kaymaklı Mahallesi evlerinin dış cephelerini hafifçe elden geçirip, şöyle uygun bir-iki pastel renge boyamakta yarar var. Eminim bunu yapabilecek bir firma çıkacaktır.
Trabzon’un imajını düzeltmeye şiddetle ihtiyacımız var.


Peki ya kentin güney girişine ne demeli? “Çağ atlayan Türkiye’nin” önemli bir kentine hiç yakışmayan bir giriş sizi Trabzon’da beklemeye halen devam ediyor. Hacımemet’e kadar iyi sayılabilecek bir devlet yolu ile geliyorsunuz, oradan sonra başlayan mezbele yol görüntüsü inasanı ürkütüyor doğrusu. Dolaylı köprüsünden sonraki sağ yamaçta dizili olan dev kaya kütleleri bir gün yola yuvarlanmayı bekliyor. Ben oradan her geçişte tedirgin oluyorum.
O yolun genişletilmesi çalışmaları nedense bir türlü tamamlanamıyor. Arada bir çalışan bir ekskavatör ile o yolun kısa vadede genişlemesi mümkün değil gibi görünüyor.


Hele o Deliklitaş’taki taş ocaklarının yarattığı çevre faciası kapanmaz bir yara gibi imajımızı zedeliyor. Trabzon için bir şeyler yaptığını söyleyenlere Trabzon’un doğu ve güney girişlerini hatırlatırım.
Trabzon’un doğu ve güney girişleri güney çevre yolundan daha acil ve önemlidir.
Bilginize sunulur.