Trabzonspor her maçı değişik 11’le oynama anlayışını sürdürdü. Bu durumda olan takımlar ve oyuncular için bunu doğru buluyorum. Zira, öyle bir oyuncu kadromuz var ki; istikrarlı oyuncu yok denecek kadar az.
Bir hafta iyi oynayan oyuncu diğer hafta çok olumsuz oynuyor. Hatta performansı bir maçın ilk yarısı ve ikinci yarısında farklılık gösterebiliyor. Bundan dolayı bu değişiklikleri normal karşılıyorum.
Maça gelince...
Trabzonspor özellikle ilk yarıda arzulu, istekli ve mücadeleci bir oyun ortaya koydu. Ancak futbol adına bunu söylememiz mümkün değil.
Her iki takım da ilk yarıda birbirlerini deneyerek devreyi kapatmak istediler. Bu müsabaka, her iki takım adına da bir maçtan çok daha fazla şey ifade ediyordu.
Bu eşleşmeden çıkan takım, Avrupa için önemli avantaj sağlayacaktı. Bundan dolayı da takımlar çok dengeli oynadılar. Ancak ilk yarı 0-0 bitti derken, 44. Dakikada 3 Trabzonsporlu oyuncu, Sivaslı Aatif’e müdahale edeceğine refakat edince, Trabzonspor golü yedi. 1 dakika sonra da Tolga çok net bir golü kurtardı.
55. dakikadaki Volkan-Olcan değişikliği son derece doğru bir karardı. Oyundan çıkan Volkan’ın tepkisi bence doğru idi. Çünkü onun 18’de olmaması gerekiyordu!
Volkan’ın, oyun süresince hiçbir olumlu hareketi olmadı. Ayrıca Trabzonspor, ikinci yarıda çok kötü bir görüntü sergiledi.
2 pas yapamayan, kaleye gidemeyen, pozisyon bulamayan, rakibe engel olamayan bir takım izledik.
Farklı mağlup olacakken Sivaslı oyuncunun gereksiz faulü belki de Trabzonspor’u Avrupa’ya taşıyacaktır.
Daha önceki haftalarda söylediğim gibi; oyuncu kadromuzun görüntüsü, sahadaki davranışları, rakibe direnç göstermemeleri ve kaderlerine razı olmaları bize bu olumsuzluğu yaşatmıştır.
İyi bir yönetim tercihiyle Trabzonspor, bunların gelecekteki kaderine de razı olmasını sağlayacaktır. Futbol, konuşarak, anlatılarak oynanmaz; koşarak, mücadele ederek oynanır.
Ondan sonra da herkes kaderine razı gelir.
Trabzonspor turu geçer, Fenerbahçe’yi yener, kupayı alır, Avrupa’ya gider.
Her şeye rağmen Avrupa’ya gider.