Trabzonspor, Tolunay Hoca geldikten sonraki her hafta 2-3 oyuncu değiştirme geleneğini sürdürdü. Bu konuda kendisine zaman zaman hak verdik.

Ancak, her hafta takımı bu kadar fazla da değiştirmek Trabzonspor’a pek katkı sağlamamıştır. Yetersiz ve formsuz oyuncuyu değiştirmek tabii ki teknik direktörün görevi; ancak bazen de ufak tefek hatalarla kadroyu değiştirmek fayda sağlamaz.

Trabzonspor bugün daha fazla ihtiyacı olan takımlarla oynamış olsaydı bu görüntüsüyle maçı kazanamazdı.

Eskişehir, Alper ve Kamara’dan yoksun çıktı maça; Erkan’ın da sakatlığı tüm bunlara tuz biber ekti. Buna rağmen maçın ikinci yarısının ortalarında Onur’un inanılmaz 2-3 kurtarışı vardı. Yine Trabzonspor da 2-0’ı yakalayabilirdi.

Trabzonspor, şampiyonlukları ve geleneği olan bir kulüptür. Öne geçtikten sonra rakip kim olursa olsun, bu kadar geri çekilmemeli.

Bunu da alan savunması yapıyoruz diye söylemek yanlıştır. Trabzonspor, alan savunması değil, kale önü savunması yapıyor. Geri çekildikçe de rakibi davet ediyor.

Hal böyle olunca da kalemize yakın kurduğumuz her savunma başımıza dert açıyor.

Trabzonspor, oyunu biraz daha önde kabullenmeli. Şartlar ne olursa olsun, önde muhakkak oyuncu bulundurmalı.

Dünyada hiçbir takım, bütün oyuncularını geri çekerek oynamaz. Böyle oynarsa kontratağa da çıkamaz.

Yarısı eksik olan Eskişehirspor’a karşı bıraz daha özgüven ve cesaretle oynamış olsak, ne savunmada sıkıntı yaşardık ne de bu maç 1-0 biterdi.

Bütün bunlardan sonra arka arkaya gelen 2 galibiyet Trabzonspor’un kendi adına ligi bitirmesini sağladı.

Ancak Trabzonspor sezonu kapatmasından ziyade, küme düşme hesapları yapanların, büyüklüğüne laf söyleyenlerin, geçmişi ve geleceğini tartışanların şom ağzını kapatmıştır.

Daha önce de yazdığım gibi;

Trabzon kalan maçlardan en az 2’sini daha kazanır, muhtemelen Fenerbahçe ile oynayacağımız kupa finalini kazanır ve sezonu moralli bitirir.

Yeni sezonda da akıllı olmazsak kendimizi bitiririz.