CANER OĞLUM BEN ŞAMİL EKİNCİ
Trabzonspor Futbol A Takımı eski menajeri Caner Çuvalcıoğlu’ndan çok güzel bir anekdot. ‘’Çok sevmiyorum yaşadıklarımı anlatmayı, ancak konu Trabzonspor ve değerlerimiz olunca insanların bilmeleri, tanımaları, anlamaları ve gereken saygıyı göstermelerine yardımcı olmak için bir şeyler paylaşmayı görev biliyorum. Şenol Hoca ile çalışmaya başladım Trabzonspor' da, takım menajeriyim, ligin ilk maçının sabahı telefonum çaldı, kayıtlı olmayan bir numara; "CANER EVLADIM BEN ŞAMİL EKİNCİ" dedi ve son derece naif, değer veren bir şekilde önce hatırımı sordu ve ekledi, BEN ŞENOL' U İYİ TANIRIM MAÇ GÜNÜ KONSANTRESİNİ BOZMAK İSTEMEM BENIM ADIMA ŞENOL' A, TEKNIK HEYETE VE FUTBOLCULARA BASARI DİLEKLERİMİ İLET LÜTFEN" dedi. Bende öğlen yemeğinde bu durumu Şenol Hoca’ya ve Takım Kaptanına ilettim. Şenol Hoca takımın Hocası olduğu sürece içeride dışarıda her maçımızın sabahında Şamil Bey ' in başarı dileklerini ilettiği telefonunu aldım. Görev bildim her seferinde bu durumu Şenol Hoca ya ilettim. Çok hoşuna giderdi Hocanın. Bir maç aramasa eminim Şenol Hoca, Şamil Abi aramadı mı derdi Bana. Ama Şamil Ekinci buna hiç fırsat vermedi. Bir Takımı bir Kulübü sevmek, özümsemek, sahiplenmek tarif edilecekse, Şamil Başkan ve Trabzonspor ' un hikayesini anlatmak ve anlamak yeterlidir. MEKANIN CENNET OLSUN BÜYÜK ƁAŞKAN , GÜZEL İNSAN. ( Caner ÇUVALCIOĞLU)
USTA MAÇA YETİŞSİN
TRT tarafından yayınlanan, ‘Usta Maça Yetişsin’ adlı spor programında Türk futbolunda yıldız oyuncularının tarafından 1960 ve 1980 yılları arasında giyilen ‘Dinyakos’ adlı ustanın imalet ettiği kramponları giyen futbolcular ile çok güzel röportajlar yapıldı. Fatih Terim, Cem Pamiroğlu, Ali Osman Renklibay, MKE Ankaragücü’nün bombacısı Nazmi ve Türk futbolunun gelmiş geçmiş yıldız oyuncu Trabzonspor’un efsanesi Ali Kemal Denizci’nin de görüşlerine yer verildi.
Denizci bir anısını şöyle anlattı. ‘’ Dinyakos kramponlar hayatımızdı. Önemli bir maç için İstanbul’dayız. Ama ben kramponlarımı unuttum Trabzon’da. Soyunma odasında rahmetli Ahmet Suat Özayızıcı’nın yanına yaklaşarak ‘ Hocam ben kramponlarımı Trabzon’da bıraktım. Suat Hoca, ‘ Ayağın kaç numara diye sorunca 40-41 olur hocam. Kimin ayakkabısı bu numaradır diye tekrar sorar. Bekir Barçın’ın dedim, Bizim Bekir, o takım içinde ayakkabıları çok iyi bakan bir arkadışım idi. Suat Hoca, Bekir’e kramponlarını Ali Kemal’e ver deyince Bekir elbette şaşırır, Hocam ben ne giyeceğim der, Suat abi de, bakacağız ve yada yanımda oturacaksın diye karşılık verir.’’ İfadelerini kullandı.
TRABZON’DAN GAZETE HABERİ
1900’lu yılların başında çok önemli bir liman Şehri olan Trabzondan bir İngiliz gazete haberi . 1904 yılı Trabzon’ da bir spor organizasyonu. Konsolosluk arası turnuva. O dönemde bütün büyük ülkelerin konsoloslukları varmış Trabzon’da.
ALEX’DEN ÖRNEK DAVRANIŞ
Fenerbahçe’nin eski yıldız oyuncusu Brezilyalı Alex de Souza, Antalyaspor Teknik Direktörlüğü görevinden ayrılırken örnek bir davranış sergilemesi takdirle karşılandı. Antalyaspor’dan yıllık 600 bin Euro kazanan Alex de Souza, “ Çalışmadığım günlerin parasını almam” diyerek sadece 6 aylık hak edişini alarak takımdan ayrıldı.Alex, Antalyaspor’la 2 yıllık sözleşme imzalamıştı.
YENİ TRANSFER KARYAĞDI !
Trabzonspor’a yeni personel alımı. 2 yıl önce kulüpten yüklü bir tazminat alarak ayrılan eski medya sorumlusu Can Karyağdı, Bordo-Mavili kulüpte yeniden göreve başladı. Karyağdı’nın Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş’in basın toplantılarında yer alacak. Trabzonspor’un efsane yöneticilerinden merhum Kenan İskender’in bir sözünü hatırlatmak isterim. ‘’ Trabzonspor ile yollarını ayıran futbolcu bir daha geri alınmaz. ’’ Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az !
DİNYAKOS AYAKKABI ANISI
Karda ve buz tutmuş sahalarda, kaymamak için özel olarak yapılmış, altları ve vidaları kösele ve çivili olan, eski dönemlerin meşhur dinyakos futbol ayakkabısıdır. Sebat Genç Takımında oynadığım yıllar da bu ayakkabıyı giymek, bana da nasip oldu. Yanlız ben bunları Karlı ve buzlu sahada değilde, zemini toprak ve zımpara gibi olan, Trabzon'un Yavuz Selim Futbol sahasında giydim. O zamanlar bir çift maç kranponu, bir cift idman ayakkabısı ve bir takım idman malzemesi verilirdi. Bu malzemelerle sezon sonuna kadar idare etmeye çalışırdık. Maç ayakkabı yırtıldığı zaman, hemen ayakkabı tamircisine gidip, ayakkabıları tamir ettirip, maça çıkardık. O zamanlar yokluk, fakirlikte vardı, kulübün durumuda iyi değildi. Birgün Yavuz Selim sahasında maç oynayacağız. Benim ayakkabılar tamamen yırtılmış, maça çıkacak ayakkabım yok. Alma şansım hiç yok. O zamanlar Genç Takımı hocamız olan, Rahmetli (Çolak) İbahim abimize durumu anlattım. Oğlum benim dairede bir kaç çift ayakkabı var, A takımın ayakkabılarindan, daireye uğra sana bir çift ayakkabı vereyim, kimseye de deme diyede tenbihledi. Ertesi gün, İbahim hocamın yanına gittim, ayağıma uyan bir çift dinyakos ayakkabıyı bana verdi. Ben de teşekkür ederek, yanından sevinçle ayrıldım..Maç günü geldi, maç öncesi ısınmaya çıktık. Ben hem maça ısınıyorum, hem de kranponlara ısınmaya çalışıyorum. Daha sonra maç başladı, maç içinde koşuyorum, ayakkabılar takur tukur ötüyor, o sert toprak zeminin üzerinde. Oynadıkça topuklarımın altı sızlamaya başladı. Devre oldu, soyunma odasına gittik. Ben kranponlarımı ayağımdan çıkardım. Bir baktım ayakkabının içi ve konçlarımın altı sırf kan olmuş, topuklarım delik deşik. O kösele vidalara çakılan çiviler, ayakkabının tabanını delerek, benim topuklarıma batmış. Kramponlarımı alarak dışarıya çıktım. Bir taş bulup, çıkan çivileri iyice ezerek, ikinci yarıya çıkmak için tekrar ayağıma giydim. İkinci yarı başladı, maçın belli bir bölümünden sonra sonra, tekrar aynı durumu yaşamaya başladım. Maçın sonlarına doğru, şükürler olsun topuklarım uyuştu, daha acı hissetmemeye başladım. Maç sonrası gerekli tedaviyi de yaptırdım.Dinyakos kranponlarla da böyle bir anı yaşadım. (İSMAİL ÇELİK)