Kimin adamı, neyin peşinde diye sürekli tereddüt yaratan bir isim olan Soner Yalçın'ın yeni kitabı ‘Galat-ı Meşhur’, bu hafta itibariyle okuyucularıyla buluştu.
Doğrusu Soner Yalçın'ın eserlerini çok büyük bir dikkat atfetmesem de gözden geçiririm. Zira Yalçın enteresan bir tipleme. Milliyetçi desem benim kriterlerime göre sınıfı geçemiyor, ulusalcı desem yine benim kıstaslarıma göre aşamadığı engelleri var. Atatürkçü desem Mustafa Kemal'in keskin Türkçülük tarafının Yalçın'da bir evrim yarattığına şahadet edemem.
Yani arasat adam Yalçın..
Galat-ı Meşhur kitabında Soner Yalçın, pek çok ilgi çekici tarihi olay ve anıyı aktarırken özellikle büyük tarihi şahsiyetlere ait bir ispritizma vakası anlatıyor ki herkesin mutlaka ilgisini çekecektir.
İspritizma seanslarından biri de Mustafa Kemal, Kâzım Karabekir, Fevzi Çakmak ve Ali Fuat Cebesoy'un birlikte bulundukları bir ortamda vuku buluyor.
Yani Atatürk ve arkdaşları Kazım Karabekir öncülüğünde ruh çağırma seansı gerçekleştiriyorlar.
İşte Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ruh çağırma seansının anlatıldığı o bölüm :
"(...) Atatürk ve arkadaşlarının II. Abdülhamit’in ruhunu çağırdığını bilir misiniz? Ali Fuat Cebesoy’un “Siyasi Hatıraları” ikinci cildinde yazıyor.
Ankara’da bir gün...
Kâzım Karabekir, Fevzi Çakmak ve Cevat Çobanlı paşalar ispritizma (ruh çağırma) üzerinde tartışırlar. Mustafa Kemal ve Ali Fuat Cebesoy bu hararetli tartışmaları sessizce dinlemektedir.
Fevzi Paşa, ispritizmayı hiç ciddiye almadığını; Cevat Paşa ise ancak gözleriyle görürse inanacağını ileri sürmektedir. Ruh çağırmaya inanan Kâzım Paşa hemen masa etrafında bir celse düzenlemeye davet eder.
Fevzi Paşa, “Ben sadece seyrederim” diyerek masadan uzaklaşır.
Cevat Paşa, Mustafa Kemal’in bir göz işaretiyle masanın başına geçer.
Hazırlık tamamlandıktan sonra Kâzım Karabekir, II. Abdülhamit’in ruhunu çağırmaya başlar.
Az süre sonra Kazım Paşa “geldiğini” söyler ve, Cevat Paşa’nın arzusu üzerine II. Abdülhamit’e şimdi ne yaptığını sorar. II. Abdülhamit güya dünyada çok kötülük yaptığı için azap çektiğini söyler!
Bundan pek tatmin olmayan Cevat Paşa, Fevzi Paşa’nın cüzdanında kaç lira bulunduğunun sorulmasını ister. İşin tuhafı, verilen cevap doğrudur! Fevzi Paşa inanmaz; “Bu alelade bir tesadüften başka bir şey değildir!”
Daha sonra iş şakaya vurulur, bir hayli gülüşürler.
         
***

Böyle anekdotların olduğu ‘Galat-ı Meşhur’ belki bir ‘Samizdat’ kadar olmasa da ilgi göreceğe benziyor.
Birileri de paşalar arasındaki muhabbete pek içerleyecekler gibi..