Trabzonspor Avrupa maçlarında gösterdiği performansla gerçekten taraftarlarına ve izleyenlere mutluluk veriyor. Bu mutluluğu bu vefakâr taraftarlara tattıranlara teşekkür borcumuzun olduğunu biliyoruz.  Son Limassol maçındaki oyun disiplini ve galibiyeti ile guruptan çıkmayı başaran Trabzonspor’un önünde tarihi bir kırılma noktası var! Bu kırılma noktasını şahsen ben bir tarihçi olarak çok önemsiyorum. Nedir bu kırılma noktası diye merak eden değerli okurlarımıza söylüyorum ki; Lazio maçı her ne kadar bir üst guruba çıkmayı garantilemiş bir takımın oynayacağı son maçı olsa bile; bu maçın tarihi bir anlamı olacaktır.
Hatırlanacağı gibi İtalya bizim tarihimizde çok önemli bir yer tutmaktadır. Sosyal ve geleneksel hafızalarımızda hala “Cinivizliler, Cinivizden beri” diye kullandığımız kelimeler Cenevizliler ile yani İtalyanlar ile ilgili söylemlerdir.  Hem akdenizdeki üstünlük yarışında ve hem de Uzakdoğu maceralarımızda hep önümüzde set olmuş bu insanların ülkelerini fethetmek için ilk girişimimiz ünlü Batı Hun İmparatorumuz Atilla zamanında olmuştur.
Doğu Roma (Bizans)İmparatorluğu’nu; Margus ve Anatolyus anlaşmaları ile etkisiz bırakan Atilla güçlü orduları ile M.S 451 ve 452 yıllarında Roma üzerine iki seferde bulunmuştur. İkinci seferinde Roma’ya çok yaklaşan ve Roma’yı alması an meselesi iken; imparatorun Papayı yalvarıcı olarak Atilla’nın ayağına göndermesi sonucunda Atilla bu fetih hareketinden anlaşılamayan bir sebeple vazgeçiyor. Neden vazgeçtiği ile ilgili gizemli dedikoduları bir tarafa bırakırsak; gerçek anlamda bir sebep tarihçiler tarafından henüz ortaya konulamamıştır. Avrupa da, “Tanrının kırbacı” olarak bilinen Atilla’nın hışmından kurtulan İtalya Fatih ve Kanuni zamanlarında da Osmanlı Devleti’nin hedefinde olan önemli ve stratejik bir ülke durumundaydı.
1480 yılında Fatih döneminde yapılan İtalya seferi, mevzi başarıların ve devrin şartlarının gereği tam başarıya ulaşamamıştır. 1537 yılında Kanuni zamanında yapılan İtalya (Pulya) seferi ise yine benzer gerekçeler ile başarıya ulaşamamış ve kısacası İtalya sınırlarımız içinde yer almak saadetinden nasiplenememiştir.
Asırlar sonra İtalya ilk defa bu kadar önemle tekrar gündemimize girmiş bulunmaktadır. Trabzonspor’un dışarda oynadığı gurup maçlarına gidip durumu gözlemleme şansımız oldu. Ancak İtalya’ya gitme heyecanım ve orada takımımızın galibiyet başarısı, bundan önceki bütün galibiyetlerden ve gelişmelerden bana göre daha önemli olacaktır. Çünkü İtalya’da hayallerimiz kalmıştı, onlarca şehidimiz var Otranto da, Pulya da. Öyle inanıyorum ki; onlar da bizi beklemektedirler.
Mustafa Akçay ve öğrencileri eğer İtalya’dan başarı ile dönerlerse bu bizim için önemli bir kazanım olacaktır. Bu kazanımı tarihi süreç ile ilişkilendirmiyorum ama duygusal olarak kendiliğinden gelişen bir durum ortaya çıkmaktadır.
 Atilla’nın, Fatih’in, Kanuni’nin başaramadığını acaba Trabzonspor başarabilecek mi?
Hani meşhur bir söz vardır ya; bütün yollar Roma’ya çıkar diye!
Bu sözü ; “bütün sonuçlar galibiyeti çıkar” diye süslemek istiyoruz. Hep birlikte hem Roma’yı, tarihi ortamlarını gezeceğiz ve hem de arzumuz ve hayalimiz o dur ki; gurup lideri olarak Trabzon’a döneceğiz.
Haydi hayırlısı.