Önceki maçlar malum. Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarındaki performansı saymazsak, Trabzonspor’un oynadığı tüm maçlarda misyonunu yiyen takım oluşu gözüken bir gerçek. Son iki maçta takım birlikteliğini az da olsa sahaya yansıtırken ve farklı galibiyetlerle yeniden açan bir güneş gibi doğarken, adı yine futbol bugünü var, yarını olmayan bir iş kolu derken rakip Kayserispor.
İnişli çıkışlı bir performans gösterse de onlar için en önemli başarı, düşme potasından uzak olmaları. Trabzonspor için durum farklı mı? Biz de aynı düşünce içerisindeyiz.
Bu maçta değişen ne var desek, iki takım da kazanabilirdi, iki takım da kaybedebilirdi. Bu arada Eren Elmalı’yı da unutmayalım. Futbolda her şey var diyoruz ya… Eğer talibi lider Galatasaray ise hiç durmayın, arkasına ve yukarısına bakmadan verin derim. Madem geleceğin takımını oluşturuyoruz, verin gitsin. Kayseri maçında sol kanattan, üstelik üçlü beşli sistemde, kendi takımı adına olumlu bir varyasyon sergileyemiyorsa, verin gitsin. En azından kulübe katkıdır, bir sene sonra bedavaya vermeyelim.
Maça dönelim. İki takım da üst seviyede birbirine üstünlük sağlayacak bir oyun sergileyemedi. Golü bulan takımın galibiyetle sahadan ayrılacağı bir maçtı. Trabzonspor’un yeni transferi Sikon’a gelince, fiziki yapısı ve teknik kapasitesiyle ileride yönlü bir futbolcu olduğu ortaya çıkacaktır.
Saviç’in forma alması ayrı bir kazanç. Lakin insan bedeni, kondisyon ve yaş faktörü bu ligde ne kadar oynatır, bilemem. Bu maçta ne gördüğümü sorarsanız, bu ligde Umut Güneş’in ne yaptığını, kaç maçtır görev aldığını ve siciline ne yazdırdığını göremediğimdir.
Amacımız ne? Bu sezon geçti. Eğer geleceğin yapılanması ise Mendy, bu takıma orta sahanın ortasında büyük katkı sağlar. Diğer mevkilerde yapacağı katkıyı yapmaya çalışır. Yani alınacaksa yönlü bir stoper alınmalıdır ki, bu dönemde transfer edilen her futbolcunun bedeli ağır olduğuna göre, oyuncu grubu içindeki dengenin bozulmaması önemlidir diye düşünüyorum.