“Yıkmak için inşa ediyoruz. Çalışmalarımızın, kaynaklarımızın çoğu insafsızca heba ediliyor. İlerleyişimiz mahvoluşla bezeli. Gözümüzün gördüğü her yerde zaman, emek ve yaşam kaybı var.”
1910 yılında bu açıklamayı yapan kişi, hayatı en çok merak edilen bilim adamlarından biri olan Nikola Tesla. Belki de en fazla merak edileni. Gizemli hayatı boyunca inşa ettiği birçok yapı ticari ve ekonomik kaygılar sebebiyle heba edilmişti. Yukarıdaki cümleyi de bu yüzden söylemiş olması muhtemel. Bir başka sözünde ise insanların nefretine şöyle değinmişti.  
“Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi.”
Sözlerinden biraz kırgın olduğunu anladığımız Nikola Tesla’nın adı, daha çok ampulün mucidi kabul edilen ünlü bilim adamı Edison ile yaşadığı problemlerle anılır. Aynı zamanda eski patronu olan Edison’un Tesla’ya karşı olan tutumu, işlenmesi sevilen bir konudur. Ve kuvvetle muhtemeldir ki bu konu karşınıza çıkmıştır. Bunun hakkında yüzlerce yazıya, onlarca belgesele kolaylıkla erişebilirsiniz.
Çocukluğundan ölümüne kadar sırlar barındıran bilim adamı yaşadığı dönemde nerdeyse tüm dünyayı etkilemişti. Sadece bilim camiasını değil tüm insanlığı hayrete düşürüyordu. Kaldı ki bunu iletişimin bugünkü kadar gelişmemiş olduğu bir dönemde yapıyordu.
Örneğin 1898 yılında New York’ta Madison Park’ta bir gösteri yaptı ünlü bilim insanı. Parka, su dolu büyük bir tank koydurdu. Ufak bir yapay gölet oluşturdu. Sonra bu göletin üzerine bir metre uzunluğunda anten direği olan bir tekne koydu. Tekneyi radyo alıcıları ile uzaktan yönlendirebileceği bir düzenek kurmuştu. Bilim adamları, gazeteciler ve halktan oluşan meraklı bir kitle parkta toplanmıştı. Tesla meraklı gözlerin önünde tekneyi uzaktan kontrol ederek hareket ettirdi. Bu inanması güç bir durumdu. Fiziki bir temas olmadan tekne hareket ediyordu. Ünlü bilim adamı seyircilerin tepkilerini şu şekilde ifade etmişti.
“İlk gösterildiğinde başka hiçbir icadımın üretemediği bir sansasyon yarattı. Sergide bulunan kalabalığın çoğu nasıl tepki vereceğini bilemedi. Aslında kalabalık, buluş karşısında o kadar şaşırmıştı ki gülseler mi kaçsalar mı bilemediler.”
Tesla seyircilerin bu şaşkınlığını görünce, onları komut vererek tekneyi kontrol edebileceklerine inandırdı. Ve izleyicilerin komutları ile tekneyi yönlendirdi. Bir müddet sonra izleyicilerden matematik sorusu sormalarını istedi. Geminin buna cevap vereceğini söyledi.

“64'ün küp kökü nedir?” sorusuna karşılık teknenin ışıklarını 4 kere yakıp söndürdü.
İzleyiciler o kadar şaşırmıştı ki birçoğu Tesla’nın gemiyi beyin gücüyle yönettiğine inandı. Bir kısmı ise geminin içinde eğitimli bir maymun olduğunu düşündü. Bir kısım Tesla’nın deli olduğunu bir kısım ise büyücü olduğunu düşündü. Tesla gösteriyi Amerika’nın New York şehrinde yapmasına rağmen Avrupa’da çıkan gazeteler ana sayfada bu gösteriye yer verdi. Üstelik bazı gazeteler haberi manşetten girerek Tesla’yı büyücü olmak ile itham etti.  
Gizem, sır, entrika dolu yaşamı ile ünlü bilim adamı 7 Ocak 1943 tarihinde hayata gözlerini yumdu.  Geçtiğimiz hafta ölüm yıl dönümü bazı etkinliklerle anıldı. Bu yazı ile bizlerde onu anmış olalım. Ve yine bilim adamının bugünlerimize oldukça uyan bir sözü ile yazıyı yavaştan bitirelim.    
“Pek çok kişi dış dünyanın seyrine o denli kapılmıştır ki, kendi içinde olup bitenlerden tamamen habersizdir.”
Tesla’nın bu sözünün üzerinden yaklaşık yüzyıl geçti. Buna rağmen bu tespitin geçerliliğini bu denli koruyor olması, insanlığın problemleri çözme konusunda ne kadar başarısız olduğunun bir göstergesidir.
“Gözümüzün gördüğü her yerde zaman, emek ve yaşam kaybı var.”
Nikola Tesla.